SAĞGÖRÜSÜZLÜK Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



SAĞGÖRÜSÜZLÜK harflerini içeren 3 harfli 44 kelime bulunuyor. 3 harfli SAĞGÖRÜSÜZLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖZ16, GÖL13, GÖK13, SÖZ13, ZAĞ13, GÜZ12, KÖZ12, ÖLÜ11, ÖRÜ11, SAĞ11, GAZ10, KÖS10, LÖS10, ÖRS10, SÖR10, GÜL9, GÜR9, KÖR9, LÖK9, ÖRK9, ZÜL8, ALG7, GAR7, GAK7, SÜS7, SAZ7, ARZ6, KAZ6, KÜS6, LAZ6, ZAR6, AKÜ5, KÜL5, KÜR5, LÜK5, ASK4, AKS4, KAS4, SAK4, SAL4, ARK3, KAL3, KAR3, LAK3


ARK


[isim]
  • İçinden su akıtmak için toprak kazılarak yapılan açık oluk, arık, dren, karık

    Konduların ortasına ark yapıp göllenen suları dışarı akıttılar. - Lâtife Tekin


KAL


[isim] [madencilik]
  • Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi

Birleşik Kelimeler: kalhane

[isim] [eskimiş]
  • Söz, lakırtı, laf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kale almamak


KAR


[isim]
  • Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı

    Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karda yürüyüp (veya gezip) izini belli etmemek
  • kar gibi
  • kar kuytuda, para pintide eğleşir
  • kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz
  • kar susuzluk kandırmaz

Birleşik Kelimeler: kar baykuşu, kar beyaz, kar çiçeği, kardelen, kar dikeni, kar fırtınası, kar helvası, kar ispinozu, kar kuşu, kar kuyusu, kar sapanı, kartopu, kar topu, karyağdı, kar yükü, kardan adam, buzul kar, kristal kar, sulu kar

[isim]
  • Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı
[mecaz]
  • Yarar, fayda

    Bundan benim hiçbir kârım yok.

[ekonomi]
  • Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay
[ticaret]
  • Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâr bırakmak
  • kâr etmek
  • kâr etmemek
  • kâr getirmek
  • kârını tamam etmek
  • kârı olmamak
  • kâr koymak
  • kâr zararın kardeşidir (veya ortağıdır)

Birleşik Kelimeler: kâr haddi, kâr marjı, kâr merkezi, kâr payı, kâr paylaşımı, her hâlükârda, akıl kârı


LAK


[isim]
  • Uzak Doğu'da yetişen Amerikan elmasından çıkan zamk

ASK (Kelime Kökeni: Fransızca asque)


[isim] [bitki bilimi]
  • Asklı mantarlara özgü üreme organı

AKS (Kelime Kökeni: Fransızca axe)


[isim]
  • Dingil

KAS


[isim] [anatomi]
  • Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale

    Kol kasları. Kalp kası.

Birleşik Kelimeler: kas doku, kas tutukluğu, taraksı kas, delta kası, kalp kası


SAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Uyanık, gözü açık, müteyakkız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sak durmak
  • sak yatmak

[isim] [eskimiş] [bitki bilimi]
  • Sap

SAL


[isim]
  • Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

[isim] [halk ağzında]
  • Tabut

Birleşik Kelimeler: salhane


AKÜ


[isim] [fizik]
  • Akümülatör

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aküsü bitmek


KÜL


[isim]
  • Yanan şeylerden artakalan toz madde

    Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kül bağlamak
  • kül etmek
  • kül gibi
  • kül olmak
  • kül ufak olmak
  • külünü savurmak
  • kül yemek (veya yutmak)

Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü

[isim] [eskimiş]
  • Bütün, tüm

    Bir asırdan beri şiirimizi bir kül olarak göz önüne getirince bu misal canlanmaz mı? - Yahya Kemal Beyatlı


KÜR (Kelime Kökeni: Fransızca cure)


[isim]
  • İyi bakım ve ilaç tedavisi

    Daireden yıllık iznimi alınca kürümü günde on iki saate çıkardım. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kür yapmak

[sıfat]
  • İnatçı, hırslı (adam)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kürünü kırmak
  • kürünü öldürmek


LÜK (Kelime Kökeni: Farsça luk)


[isim] [eskimiş]
  • Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı

Birleşik Kelimeler: lük boyası


ARZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarż)


[isim]
  • Sunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arz etmek

Birleşik Kelimeler: arzıendam, arz odası, arz talep, arzuhâl, para arzı

[isim] [eskimiş]
  • En, genişlik
[isim] [eskimiş]
  • Yer, yeryüzü

    Büzülüp kaldığım köşede sabahın bir an evvel olmasını, güneşin bir saat evvel arza inmesini bekliyorum. - Etem İzzet Benice

Birleşik Kelimeler: arz cazibesi, arz dairesi, arz derecesi


KAZ


[isim] [hayvan bilimi]
  • Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser)

    Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar. - Çetin Altan

[sıfat] [mecaz]
  • Budala

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
  • kazı koz anlamak
  • kazın ayağı öyle değil

Birleşik Kelimeler: kaz adımı, kazayağı, kazboku, kaz kafalı, kazkanadı, kaz tüyü, deniz kazı, yaban kazı