SAVUŞTURMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



SAVUŞTURMAK harflerini içeren 6 harfli 37 kelime bulunuyor. 6 harfli SAVUŞTURMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AVUTUŞ17, AVUTMA14, KUVARS14, SKAVUT14, SAVRUK14, SAVMAK14, VURMAK14, VUKUAT14, AVUKAT13, KAVRAM13, TRAVMA13, VARMAK13, KRAVAT12, TUMŞUK12, KUŞMAR11, MAŞUKA11, MATRUŞ11, KARTUŞ10, TAŞMAK10, KURUMA9, MAKSUT9, MASURA9, MASTUR9, MUSKAT9, USTURA9, AKARSU8, KURAMA8, KARASU8, MUKAAR8, MAKSAT8, MASTAR8, SARKMA8, SATMAK8, SARMAK8, ARTMAK7, KASTAR7, MATRAK7


ARTMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük heybe
[nesnesiz]
  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu


KASTAR


[isim] [halk ağzında]
  • Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)


[isim] [eskimiş] [tarih]
  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek
[sıfat] [argo]
  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek


AKARSU


[isim]
  • Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akarsu çukurunu kendi kazır
  • akarsu gibi
  • akarsu pislik tutmaz
  • akarsuya inanma, eloğluna dayanma

Birleşik Kelimeler: akarsu santrali


KURAMA


[isim]
  • Türkistan'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse

KARASU


[isim] [tıp]
  • Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe sebep olabilen bir göz hastalığı, glokom
[isim]
  • Sakarya iline bağlı ilçelerden biri

MUKAAR (Kelime Kökeni: Arapça muḳaʿʿar)


[sıfat] [eskimiş] [matematik] [fizik]
  • İçbükey

MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)


[isim]
  • İstenilen şey, amaç, gaye, erek

    Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maksat gütmek
  • maksat hasıl olmak
  • maksat muhabbet olsun


MASTAR (Kelime Kökeni: Arapça maṣdar)


[isim] [dil bilgisi]
  • Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, bul-ma, gör-me, vb
[isim]
  • Sıvacı ve duvarcıların cetvel gibi kullandıkları uzun, ensiz ve düz tahta

SARKMA


[isim]
  • Sarkmak işi

SATMAK


[-i]
  • Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek

    Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra

[nesnesiz] [mecaz]
  • Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
[mecaz]
  • Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
[mecaz]
  • Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek
[argo]
  • Bir yolunu bularak birinden ayrılmak

    Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıp savmak

Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar


SARMAK


[-i]
  • Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
[-e]
  • Sarılıp tırmanmak

    Asma çardağı sardı.

[-e] [-i]
  • Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak

    Kitabı kâğıda sarmak.

[mecaz]
  • Sözle saldırmak, tedirgin etmek

    Evdekilerin hepsi bana sarıyor.

[mecaz]
  • Hoşuna gitmek, zevkini okşamak

    Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarıp sarmalamak


KURUMA


[isim]
  • Kurumak işi

    O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu

[kimya]
  • Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması

MAKSUT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣūd)


[sıfat] [eskimiş]
  • İstenen, niyet edilen, güdülen, amaçlanan

MASURA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Koni veya silindir biçiminde olup üzerine şerit, iplik vb. sarılan, karton, tahta, plastik vb.nden yapılan araç
[eskimiş]
  • Bir akarsu ölçü birimi