SANTRHAF Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SANTRHAF harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli SANTRHAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SAFHA16, SAHAF16, AHFAT15, HAFTA15, FATSA12, SAFRA12, FANTA11, NAFTA11, TARAF11, TAFRA11, HASAR10, HASTA10, HASAT10, SAHRA10, SAHAN10, HARTA9, RAHAT9, TAHRA9, ASTAR6, RASAT6, SANAT6, SARAT6, TRANS6, TASAR6


ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)


[isim]
  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı


RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)


[isim] [gök bilimi]
  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane


SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)


[isim]
  • Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık

    Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları


SARAT


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük delikli kalbur

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)


[isim] [ruh bilimi]
  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)


TASAR


[isim]
  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar


HARTA


[isim]
  • `Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak` anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz

RAHAT (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat)


[isim]
  • İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
[sıfat]
  • Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan

    Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen

    Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. - Peyami Safa

[sıfat]
  • Aldırmaz, gamsız

    Rahat adam.

[zarf]
  • Kolay bir biçimde, kolaylıkla

    İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. - Memduh Şevket Esendal

[ünlem]
  • `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rahata ermek
  • rahata kavuşmak
  • rahat batmak
  • rahat bırakmak
  • rahat bırakmamak (veya vermemek)
  • rahat durmak
  • rahat etmek
  • rahatı kaçmak
  • rahatına bakmak
  • rahat kıçına batmak
  • rahat olmak
  • rahat yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat


TAHRA (Kelime Kökeni: Farsça dehre)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür eğri budama bıçağı

HASAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫasār)


[isim]
  • Herhangi bir olayın yol açtığı kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar

    Yağmur yollarda hasara yol açtı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hasara uğramak


HASTA (Kelime Kökeni: Farsça ḫaste)


[sıfat]
  • Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız

    Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • Aşırı düşkün, tutkun

    Maç hastası.

[argo]
  • Parasız, züğürt
[teklifsiz konuşmada]
  • Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... hastası (olmak)
  • hasta etmek
  • hasta ol benim için, öleyim senin için
  • hasta olmak (veya düşmek)
  • hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez
  • hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir
  • hastaya döşek sorulmaz

Birleşik Kelimeler: hasta bakıcı, hasta hakları, hasta kâğıdı, hastane, ağır hasta, akıl hastası, kalp hastası, ruh hastası, sinir hastası


HASAT (Kelime Kökeni: Arapça ḥaṣād)


[isim]
  • Ürün kaldırma, ekin biçme işi

SAHRA (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥrāʾ)


[isim]
  • Çöl

Birleşik Kelimeler: sahra topu


SAHAN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)


[isim]
  • Derinliği az olan kap

    Büyük bir bakır sahan içinde tarhana çorbası vardı. - Necati Cumalı


FANTA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara, dağ isketesi