SANAYİLEŞMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



SANAYİLEŞMEK harflerini içeren 6 harfli 96 kelime bulunuyor. 6 harfli SANAYİLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ASAYİŞ12, NEYMİŞ12, YAŞMAK12, AŞİYAN11, ALAYİŞ11, EŞEYLİ11, YANŞAK11, EŞEKSİ10, EŞİLME10, EŞİNME10, EKŞİME10, İŞEMEK10, İŞLEME10, MİKYAS10, MEŞALE10, MANYAS10, SİYMEK10, SAYMAN10, SAYMAK10, ŞAMANİ10, ŞEMAİL10, YASMAK10, ASLİYE9, AŞKALE9, ALYANS9, KAŞANE9, KAŞELİ9, MEYANE9, MALİYE9, MANYAK9, NEŞELİ9, NİAMEY9, SİNYAL9, SANİYE9, SANAYİ9, SAYKAL9, ŞENLİK9, ŞALAKİ9, ŞEKLEN9, YEMENİ9, YEMLİK9, YENMEK9, YELMEK9, YANMAK9, YALMAN9, YEKSAN9, AKLİYE8, ESKİME8, İSLEME8, KİNAYE8, LAMİSE8, MİSKAL8, MESLEK8, MESKEN8, MESELA8, MESANE8, MESAİL8, MANİSA8, MELİSA8, MENİSK8, MASLAK8, SİNMEK8, SİNEMA8, SİLMEK8, SİLKME8, SANMAK8, SAMANİ8, SALMAK8, SEKMEN8, SEKLEM8, YELKEN8, ANEMİK7, AKSİNE7, ALEKSİ7, EKİLME7, EMEKLİ7, ELAMAN7, ELEMAN7, İSKELE7, İNLEME7, İLENME7, KESELİ7, KELİME7, KEMANE7, KEMANİ7, MAAİLE7, MANİLA7, MAKİNE7, MANİKA7, MAKİNA7, MAKALE7, MELİKE7, MEALEN7, NAKİSA7, NEKAİS7, SELİKA7


ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)


[sıfat] [tıp]
  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner


AKSİNE


[zarf]
  • Tersine

    Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. - Necati Cumalı


ALEKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca alexie)


[isim] [tıp]
  • Okuma yitimi

EKİLME


[isim]
  • Ekilmek işi

EMEKLİ


[sıfat]
  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
[isim]
  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli


ELAMAN (Kelime Kökeni: Arapça elamān)


[ünlem]
  • Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz

    Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elaman çekmek
  • elaman demek


ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)


[isim]
  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

[matematik]
  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı


İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)


[isim]
  • Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer

    Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık

[sinema] [televizyon]
  • Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskele almak

Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi


İNLEME


[isim]
  • İnlemek işi

    Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


İLENME


[isim]
  • İlenmek işi

KESELİ


[sıfat]
  • Kesesi olan

Birleşik Kelimeler: keseli kurt


KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)


[isim]
  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi


KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)


[isim] [müzik]
  • Keman ve kemençe yayı
[müzik]
  • Bir tür halk çalgısı
[denizcilik]
  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane


KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)


[isim] [eskimiş]
  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

MAAİLE (Kelime Kökeni: Arapça maʿaʿāʾile)


[zarf] [eskimiş]
  • Ailece, ev halkıyla birlikte

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet