SANAYİİNEFİSE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SANAYİİNEFİSE harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli SANAYİİNEFİSE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SAYFA14, FANYA13, NEFİY13, ESNAF12, ENFES12, İNSAF12, NEFİS12, NEFES12, SİFİN12, FENNİ11, NAFİA11, SEYİS9, İSYAN8, NEYSE8, YASİN8, AYNEN7, ESANS7, ESASİ7, ENAYİ7, NANAY7, SİNSİ7, SEANS7, İNSAN6, NESNE6, NİSAN6, NİSAİ6, ANANE5


ANANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿanʿane)


[isim] [eskimiş] [toplum bilimi]
  • Gelenek

    Böyle ufak kasabalarda öteden beri aristokratik bir anane vardı. - Ercüment Ekrem Talu


İNSAN (Kelime Kökeni: Arapça insān)


[isim]
  • Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı
[sıfat] [mecaz]
  • Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • insan ayağı değmemiş (veya basmamış)
  • insan ayaktan, at tırnaktan kapar
  • insan beşer, kuldur şaşar
  • insan çeşit çeşit, yer damar damar
  • insanda akıl bırakmamak (veya koymamak)
  • insan doğduğu yerde değil doyduğu yerde
  • insan eli değmemiş (veya dokunmamış)
  • insan eti yemek
  • insan gibi
  • insan gönlünün artığını söyler
  • insanın adı çıkacağına canı çıksın
  • insanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında
  • insanın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilinden başka nesi var?
  • insan içine çıkmak
  • insan insanın şeytanıdır
  • insan kendini beğenmese çatlar
  • insan kıymetini insan bilir
  • insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa
  • insan kuş misali
  • insan sözünden, hayvan yularından tutulur
  • insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur
  • insan yükü (veya eti) ağırdır

Birleşik Kelimeler: insan biçimcilik, insan bilimi, insan coğrafyası, insan evladı, insan hâli, insaniçincilik, insan kurusu, insanmerkezci, insan müsveddesi, insanoğlu, insan sarrafı, insanüstü, üst insan, bilim insanı


NESNE


[isim]
  • Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
[dil bilgisi]
  • Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç

    `Ali bir kitap almış` cümlesinde `kitap` nesnedir.

[felsefe]
  • Öznenin dışında kalan her konu, obje

    Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: nesne grubu, nesne öbeği, belirli nesne, belirtili nesne, belirtisiz nesne, ortak nesne


NİSAN (Kelime Kökeni: Arapça nīsān)


[isim]
  • Yılın dördüncü ayı, april

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur

Birleşik Kelimeler: nisanbalığı, nisan bir, nisan yağmuru


NİSAİ (Kelime Kökeni: Arapça nisāʾī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Kadınla ilgili

    Nisai hastalık.


AYNEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaynen)


[zarf]
  • Olduğu gibi, hiçbir değişiklik olmadan, aynıyla

    Benimki de ne yapsın, ne gördüyse aynen sürdürüyor. - Elif Şafak


ESANS (Kelime Kökeni: Fransızca essence)


[isim] [kimya]
  • Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı

    Buğday kokusu, ekmek kokusu gibi toprak kokusu da en nefis esanslardan daha asil bir mahiyet taşıyor. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Birleşik Kelimeler: limon esansı


ESASİ (Kelime Kökeni: Arapça esāsī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Asal

ENAYİ


[sıfat] [argo]
  • Fazla bön, avanak, et kafalı, budala

    İyice buldum kafayı, sen daha bulmadıysan enayisin. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: enayi dümbeleği


NANAY


[isim] [argo]
  • Yok

    Gözü çıksın kasabanın, sabahın onunda su nanay, depo nanay. - Muzaffer İzgü


SİNSİ


[sıfat]
  • Gizli ve kurnazca kötülük yapan

    Bu kadın ne kadar inatçı, sinsi bir kadın! - Memduh Şevket Esendal


SEANS (Kelime Kökeni: Fransızca séance)


[isim]
  • Bir işin yapılmasına ayrılan çalışma süresi, oturum

    Bütün bunlar görünürde pazarlama taktiği ama aslında bir acındırma, kandırma seansı idi. - Üstün Dökmen

[tıp]
  • Bazı tedavi yöntemlerinin uygulanması için ayrılan süre

    Bir yıl boyunca psikiyatri seanslarının parasını ödeyecek. - Ayşe Kulin

[sinema] [tiyatro]
  • Gösterim

    Bu şipşirin sinemanın perşembe gündüz seanslarını severim. - Nazım Hikmet


İSYAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣyān)


[isim]
  • Başkaldırı

    Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isyan bayrağı (veya bayrağını) açmak (veya çekmek)
  • isyan etmek
  • isyanları oynamak


NEYSE


[bağlaç]
  • `Önemi yok, olan oldu` anlamında kullanılan bir söz
[ünlem]
  • `Çok şükür, bereket versin` anlamında kullanılan bir söz
[zarf]
  • `Konuyu kapatalım, uzatmayalım, her ne ise` anlamında kullanılan bir söz

    Neyse, sofraya davet olunduk. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • neyse ki
  • neyse ne


YASİN (Kelime Kökeni: Arapça yāsin)


[isim]
  • Kur'an surelerinden biri

    Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz. - Ömer Seyfettin