SALÇALIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SALÇALIK harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli SALÇALIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SIKÇA10, SAÇLI10, SAÇIK10, AÇLIK9, AKÇIL9, ÇAKIL9, ÇALIK9, ÇALKI9, KAÇLI9, KALIÇ9, LAKÇI9, SALÇA9, SAÇAK9, ALÇAK8, ÇAKAL8, ÇALAK8, KALÇA8, LAÇKA8, ASLIK7, ASKLI7, ISLAK7, KASLI7, SALLI7, SALIK7, SAKLI7, ALLIK6, KALAS6, SKALA6, SALAK6, SAKAL6


ALLIK


[isim]
  • Al olma durumu

    Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar. - Sermet Muhtar Alus


KALAS (Kelime Kökeni: (Romanya'da Galati şehrinin adından))


[isim]
  • Kalın biçilmiş uzun tahta
[sıfat] [mecaz]
  • Kaba, anlayışsız kimse, kereste

    Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas. - Sulhi Dölek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalas gibi

Birleşik Kelimeler: denge kalası


SKALA (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)


[isim]
  • Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi

    Akımölçerin skalası.

[müzik]
  • Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi
[eskimiş]
  • Gam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • skala yapmak


SALAK


[sıfat]
  • Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)

    Hem evli barklı bir kadın olduğundan haberi yok mu bu salak şeyin? - Ayla Kutlu


SAKAL


[isim]
  • Yetişkin erkeklerde yanak ve alt çenede çıkan kılların tümü

    Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti. - Falih Rıfkı Atay

[denizcilik]
  • Gemi karinasında oluşan yosun, yapışan midye vb. yabancı madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak)
  • sakalı bitmek
  • sakalı değirmende ağartmamak
  • sakalı ele vermek (veya kaptırmak)
  • sakalım yok ki sözüm dinlensin
  • sakalına ak (veya kır) düşmek
  • sakalına göre tarak vurmak
  • sakalına gülmek
  • sakalına kar yağmak
  • sakalının altına girmek
  • sakalı saydırmak
  • sakal oynatmaz

Birleşik Kelimeler: sakal fırçası, aksakal, çatal sakal, çember sakal, değirmi sakal, didon sakal, kaba sakal, keçi sakal, köse sakal, top sakal, erkeçsakalı, keçisakalı, tekesakalı


ASLIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kısır olan (kadın veya dişi hayvan)

ASKLI


[sıfat] [bitki bilimi]
  • Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)

ISLAK


[sıfat]
  • Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan

    Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: ıslak imza, ıslak karga, ıslak mendil, ıslak zemin


KASLI


[sıfat]
  • Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli

SALLI


[sıfat]
  • Büyük ve geniş, sal gibi yayvan

    Sallı bir yapı.


SALIK


[isim]
  • Tavsiye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salık vermek

Birleşik Kelimeler: alık salık


SAKLI


[sıfat]
  • Saklanmış olan

    En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: saklı yazı


ALÇAK


[sıfat]
  • Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı

    Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna. - Elif Şafak

[mecaz]
  • Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alçaktan uçmak
  • alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar
  • alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
  • alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
  • alçak yer yiğidi hor gösterir

Birleşik Kelimeler: alçak basınç, alçak gerilim, alçak gönüllü, alçak kabartma, alçak ses, alçak yaylak, yalımı alçak


ÇAKAL (Kelime Kökeni: Farsça şaġāl)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)

    Korkunç geceler, çakalların ulumaları, köpeklerin haykırışları bu ruhu da karartan gecelerde sinirleri büsbütün gevşetiyor. - Etem İzzet Benice

[argo]
  • Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
[sıfat] [halk ağzında]
  • Titiz, huysuz
[sıfat] [halk ağzında]
  • Görgüsüz

Birleşik Kelimeler: çakal armudu, çakalboğan, çakal eriği, çakal yağmuru


ÇALAK (Kelime Kökeni: Farsça çālāk)


[sıfat] [eskimiş]
  • Eline ayağına çabuk, atik, çevik
[zarf]
  • Eline ayağına çabuk, atik, çevik bir biçimde

    Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim. - Yahya Kemal Beyatlı