Sal ile Başlayan 9 Harfli Kelimeler



SAL harfleri ile başlayan 9 harfli 20 kelime bulunuyor. Başında SAL olan 9 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "sal ile biten 9 harfli kelimeler. İçinde Sal olan 9 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SALYANGOZ20, SALAMANJE20, SALIVERME18, SALDIRICI18, SALDIRGAN17, SALAPURYA17, SALGILAMA16, SALAHİYET16, SALTÇILIK15, SALLAPATİ14, SALDIRTMA14, SALDIRMAK14, SALÇALAMA14, SALINTILI13, SALMASTRA12, SALLASIRT12, SALLANMAK11, SALİSİLİK11, SALİSİLAT11, SALATALIK11


SALLANMAK


[nesnesiz]
  • Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak

    Dişi sallanıyor.

[mecaz]
  • Vaktini boş ve yararsız işlerle uğraşarak geçirmek, oyalanmak, savsaklanmak
[mecaz]
  • Makamından veya bulunduğu durumdan uzaklaşmak, yerini bir başkasına bırakmak tehlikesiyle karşılaşmak

SALİSİLİK (Kelime Kökeni: Fransızca salicylique)


[sıfat] [kimya]
  • Söğüt kabuğundan çıkarılan antiseptiklerle ilgili olan

Birleşik Kelimeler: salisilik asit


SALİSİLAT (Kelime Kökeni: Fransızca salicylate)


[isim] [kimya]
  • Salisilik asidin tuzu

SALATALIK


[isim]
  • Hıyar

    Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor. - Peyami Safa

[sıfat]
  • Salata yapmak için kullanılan

    Salatalık domates.

Birleşik Kelimeler: salatalık dolması


SALMASTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca salmastra)


[isim]
  • Halat tellerinden saç gibi örülmüş olan ip

SALLASIRT


[isim] [halk ağzında]
  • Ağır bir nesneyi araç kullanmaksızın elle başka bir yere atma veya aktarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallasırt etmek


SALINTILI


[sıfat]
  • Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen

    Salıntılı bir ev.


SALLAPATİ


[sıfat]
  • Düşünmeden ve saygısızca davranan

    Sallapati bir adam.

[zarf]
  • Düşüncesizce, saygısızca ve patavatsız bir biçimde

    Sallapati konuşmak.


SALDIRTMA


[isim]
  • Saldırtmak işi

SALDIRMAK


[-e]
  • Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek

    Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[-den]
  • Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek
[mecaz]
  • Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak
[kimya]
  • Etkisiyle eritmek

    Asitler madenlere saldırır.


SALÇALAMA


[isim]
  • Salçalamak işi

SALTÇILIK


[isim]
  • Hükümdarın bütün siyasal kudreti elinde bulundurduğu yönetim biçimi, mutlakiyet, mutlakçılık

SALGILAMA


[isim]
  • Salgılamak işi

SALAHİYET (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāḥiyyet)


[isim] [eskimiş]
  • Yetki

    Bu cezai salahiyet hangi kanunla tespit edilmiştir, bilmiyorum. - Nazım Hikmet


SALDIRGAN


[sıfat]
  • Başkasına saldıran, yapısında saldırma özelliği olan (devlet, kimse, hayvan), agresif, mütecaviz

    Bu saldırgan angutlar, kuru gürültüden başka bir şey değildir. - Salâh Birsel