SAKATATÇILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SAKATATÇILIK harflerini içeren 5 harfli 88 kelime bulunuyor. 5 harfli SAKATATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIKIK10, ÇIKIT10, ÇIKTI10, KILIÇ10, SIKÇA10, SAÇLI10, SAÇIK10, AÇLIK9, AKÇIL9, ÇIKAK9, ÇITAK9, ÇATIK9, ÇATKI9, ÇALTI9, ÇAKIL9, ÇALIK9, ÇALKI9, KAÇLI9, KAÇIK9, KALIÇ9, KAKIÇ9, LAKÇI9, SALÇA9, SAÇAK9, TIKAÇ9, TAÇLI9, ASILI8, ALÇAK8, ÇATAK8, ÇATAL8, ÇAKAL8, ÇALAK8, ISLIK8, KISIT8, KISKI8, KISIK8, KAÇTA8, KAÇAK8, KALÇA8, KAKAÇ8, LAÇKA8, SIKIT8, ASLIK7, ASKLI7, ATILI7, ISLAK7, ISKAT7, KISKA7, KITIK7, KASIK7, KASIT7, KASLI7, KILIK7, SALIK7, SAKLI7, SAKIT7, ASKAT6, ASTAT6, ATLAS6, ALTIK6, AKLIK6, AKSAK6, ITLAK6, KITAL6, KATIK6, KATKI6, KATLI6, KALAS6, KALIT6, KALIK6, LASTA6, SKALA6, SALTA6, SALAT6, SALAK6, SAKAT6, SAKAL6, SAKAK6, TALAS6, TAKSA6, TAKAS6, TATLI6, AKALA5, ALAKA5, KALAK5, TALAK5, TAKLA5, TAKAT5


AKALA


[isim]
  • Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk

ALAKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa)


[isim]
  • İlgi

    Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak)
  • alaka duymak
  • alakayı (veya alakasını) kesmek

Birleşik Kelimeler: kelalaka


KALAK


[isim] [halk ağzında]
  • Burun, burun ucu

TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase


TAKLA


[isim]
  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla


TAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)


[isim]
  • Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet

    Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takat getirmek
  • takati kalmamak (veya kesilmek)
  • takati yetmemek

Birleşik Kelimeler: takat sınırı


ASKAT


[isim] [matematik]
  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.


ASTAT (Kelime Kökeni: Fransızca astate)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 85 olan, bizmutun alfa ışınlarıyla bombardımanı sonucu elde edilen yapay element, astatin (simgesi At)

ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)


[isim]
  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim] [coğrafya]
  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası


ALTIK


[isim] [mantık]
  • Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantı durumu: `Kimi insanlar fânidir` önermesi `Bütün insanlar fânidir` önermesinin altığı olur

AKLIK


[isim]
  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı


AKSAK


[sıfat]
  • Aksayan, hafifçe topallayan
[mecaz]
  • İyi gitmeyen, iyi işlemeyen

    İşin aksak yönü.

[isim] [edebiyat]
  • Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize
[isim] [müzik]
  • Türk müziğinde kıvrak bir usul

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz

Birleşik Kelimeler: ağır aksak, yürük aksak, raks aksağı, Türk aksağı


ITLAK (Kelime Kökeni: Arapça iṭlāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Salıverme, koyuverme

KITAL (Kelime Kökeni: Arapça ḳitāl)


[isim] [eskimiş]
  • Vuruşma, birbirini öldürme

KATIK


[isim]
  • Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek

    Birkaç günlük ekmeğini, katığını köyden getirirdi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katık etmek