SAKINTISIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



SAKINTISIZ harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli SAKINTISIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ISSIZ12, ANSIZ10, SIZAK10, SAKIZ10, TIKIZ10, KIZAN9, NAKIZ9, TINAZ9, KISIT8, KISSA8, KISAS8, SISKA8, SINIK8, SIKIT8, SAKSI8, ISKAT7, KASNI7, KASIT7, NAKIS7, SANIK7, SAKIT7, SAKIN7, SATIN7, KANIT6, TANIK6


KANIT


[isim]
  • Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman

    Kanıtı gazetenin ikinci sayfasındaki damızlık haberiydi. - Çetin Altan

[hukuk]
  • Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil
[mantık]
  • Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil

TANIK


[isim]
  • Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit

    Aksini söyleyen bir tanık da çıkmamıştı. - Tarık Buğra

[hukuk]
  • Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tanık olmak

Birleşik Kelimeler: tanık tepe, yalancı tanık, görgü tanığı


ISKAT (Kelime Kökeni: Arapça isḳāṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Düşürme, aşağı atma
[din bilgisi]
  • Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka

KASNI


[isim]
  • Çadıruşağı, şeytantersi ağacı vb. bitkilerden elde edilen bir zamk

KASIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣd)


[isim]
  • Amaç, istek, maksat

    Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kastı olmak

Birleşik Kelimeler: kastetmek, suikast


NAKIS (Kelime Kökeni: Arapça nāḳiṣ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan
[mecaz]
  • Özrü, kusuru olan
[isim] [matematik]
  • Eksi
[zarf]
  • Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan biçimde

    Nakıs kalan bilgilerimizi ikmale uğraşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın


SANIK


[isim] [hukuk]
  • Suçlu olduğu sanılarak mahkemeye sevk edilmiş kimse, maznun

    Reis, salonu boşalttı ve idam kararını da sanıkların gıyabında okudu. - Necip Fazıl Kısakürek


SAKIT (Kelime Kökeni: Arapça sāḳiṭ)


[sıfat]
  • Düşen, düşmüş
[isim]
  • Düşük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakıt olmak

Birleşik Kelimeler: ceninisakıt


SAKIN


[ünlem]
  • Asla

    Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakın ha!


KISIT


[isim] [hukuk]
  • Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı kuruluşları tarafından kaldırılması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısıt altına almak


KISSA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣṣa)


[isim] [eskimiş]
  • Ders çıkarılması gereken anlatı, olay

    Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: kıssadan hisse


KISAS (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣāṣ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

    Orada âdeta kısas kaidesi hükümfermadır, öldüren ölüme yollanır. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısas etmek

Birleşik Kelimeler: kısasa kısas

[isim] [eskimiş]
  • Kıssalar, hikâyeler, öyküler

SISKA


[sıfat]
  • Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık

    Bodrum katında kalan sıska oğlanın salonunun tam üstüne denk düşüyordu odası. - Elif Şafak

[eskimiş]
  • Karın boşluğuna su dolmuş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıska olmak
  • sıskası çıkmak


SINIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kırık, çıkık

SIKIT


[isim]
  • Komprime