SIKBOĞAZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



SIKBOĞAZ harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli SIKBOĞAZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AĞIZ15, BOĞA14, BAĞI14, AĞSI13, SAĞI13, SIĞA13, BOZA10, BAZI10, AZIK8, BOKS8, BASI8, KOZA8, KAZI8, SOBA8, SABO8, ZOKA8, BAKS7, BAKI7, ASIK6, ASKI6, ISKA6, KOSA6, KAOS6, KISA6, SAKO6


ASIK


[sıfat]
  • Somurtkan

    O zaman işin rengi değişir, asık yüzünün morluğu uçup giderdi. - Orhan Kemal

Birleşik Kelimeler: asık surat, yüzü asık


ASKI


[isim]
  • Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne

    Durumu hiç değilse bir süre kurtarmak için giysiyi bir askıya takıp duvardaki çiviye astım. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • askıda bırakmak
  • askıda kalmak
  • askı olmak
  • askıya almak
  • askıya çıkarmak
  • askıya çıkmak

Birleşik Kelimeler: bağırsak askısı, boru askısı, elbise askısı, su askıları


ISKA


[isim] [argo]
  • Üzerinde durmama, önem vermeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ıska geçilmek
  • ıska geçmek


KOSA (Kelime Kökeni: Rusça)


[isim]
  • Bir tür uzun saplı orak

KAOS (Kelime Kökeni: Fransızca chaos)


[isim]
  • Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu
[mecaz]
  • Kargaşa

KISA


[sıfat]
  • Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı

    Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı. - Ahmet Haşim

[isim]
  • Kısa olan şey

    Uzun lafın kısası.

[zarf]
  • Kısaca, kısaltarak

    Kısa konuştu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısa günün kârı
  • kısa günün kârı az olur
  • kısa kes Aydın havası olsun
  • kısa kesmek
  • kısa tutmak

Birleşik Kelimeler: kısa çizgi, kısa dalga, kısa devre, kısa far, kısa görüşlü, kısa kafalı, kısa mesafe, kısa mesaj, kısa ömürlü, kısa ünlü, kısa vadeli, kısayol, kısa yoldan, sözün kısası


SAKO (Kelime Kökeni: İtalyanca sacco)


[isim] [eskimiş]
  • Paltoya benzer bir tür üstlük

    Hava sıcak, arkasındaki uzunca sako omuzlarından sarkıyor, fesi terden yapışıyor ancak aldırmıyor, yürüyordu. - Memduh Şevket Esendal


BAKS (Kelime Kökeni: İngilizce box)


[isim] [denizcilik]
  • Gemiye hayvan yüklerken kullanılan sandık

BAKI


[isim] [coğrafya]
  • Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu

    Bu dağın bakısı güneye doğrudur.

[halk ağzında]
  • Fal

AZIK


[isim]
  • Gereken yiyecek ve içecek şeyler, nevale

    Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına. - Reşat Enis

Birleşik Kelimeler: yol azığı


BOKS (Kelime Kökeni: Fransızca boxe)


[isim] [spor]
  • Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu

    Bizim ufaklık gözünü budaktan esirgemez cinsten olduğundan boksta yaman ilerliyordu. - Ayla Kutlu


BASI


[isim]
  • Resim klişesi, dökme harf, taş kalıp kullanarak makine yardımı ile kâğıt, bez vb.ne yazı, resim, çıkarma işi, tab, edisyon

KOZA (Kelime Kökeni: Farsça ġūze)


[isim] [bitki bilimi]
  • İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak

    Pamuk kozası. İpek kozası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koza çekmek
  • kozasına çekilmek


KAZI


[isim]
  • Bir yeri kazma işi, hafriyat

Birleşik Kelimeler: kazı bilimi, kurtarma kazısı, temel kazısı


SOBA (Kelime Kökeni: Macarca szoba)


[isim]
  • İçinde kömür, odun veya gaz yakılan, elektrikle de çalıştırılabilen ısınma aracı

    Gözünü soba ateşine dikip ne düşünüyorsun? - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: katalitik soba, gaz sobası, odun sobası