Sö ile Başlayan Kelimeler



SÖ ile başlayan 131 kelime bulunuyor. Başında olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde sö olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

MÜRGELEŞTİRME33, ZLENDİRİCİLİK30

13 Harfli Kelimeler

MÜRGELEŞMEK31

12 Harfli Kelimeler

ZÜNÜBİLMEZ32, MÜRGELEŞME30, MÜRGECİLİK29, ZLENDİRİCİ27, ZLENDİRMEK25

11 Harfli Kelimeler

ZGÖTÜRMEZ37, VÜŞTÜRMEK32, ĞÜTGİLLER31, ZLÜKÇÜLÜK30, MÜRÜCÜLÜK30, ZLEŞMESİZ29, YLEVCİLİK29, NDÜRÜLMEK25, MÜRGENLİK25, ZLENDİRME24, YLEMSEMEK23, YLENİLMEK21, LENTERLER18

10 Harfli Kelimeler

VÜŞTÜRME31, ĞÜŞLEMEK30, ZLEŞMELİ24, NDÜRÜLME24, MÜRÜLMEK23, YLEMSEME22, NÜMLEMEK21, YLENİLME20, LOMLULAR20

9 Harfli Kelimeler

ĞÜŞLEME29, RFÇÜLÜK29, NDÜRÜCÜ27, VDÜRMEK27, MÜRGECİ26, ZLEŞMEK23, MÜRÜLME22, YLEŞMEK22, NDÜRMEK21, NÜMLEME20, ZLENMEK20, KTÜRMEK19, YLENMEK19, YLETMEK19

8 Harfli Kelimeler

ĞÜŞLÜK29, VÜŞMEK27, ĞÜTLÜK26, VDÜRME26, YLEVCİ26, ZLÜKÇÜ25, MÜRÜCÜ25, ZCÜLÜK25, NÜMSÜZ24, VÜLMEK24, ZLÜKÇE23, LPÜMEK22, ZLEŞME22, MÜRGEN22, YLEYİŞ22, YLEŞME21, NDÜRME20, YLENCE20, YLENİŞ20, MÜRMEK19
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

VGÜCÜ31, VÜŞME26, ĞÜTLÜ25, ĞÜRME24, VÜNTÜ24, VÜLME23, MÜRÜŞ22, KÜKÇÜ21, LPÜME21, MÜRGE21, KÜLÜŞ21, NÜMLÜ19, YLEŞİ19, KÜNTÜ18, MÜRME18, KÜLME17, YLEME17, MİKOK16

6 Harfli Kelimeler

VÜCÜ26, RFÇÜ24, ZSÜZ22, ZCÜK21, YLEV21, VMEK20, LPÜK19, ZLÜK18, MÜRÜ18, ZSEL17, YLEM16, KMEK14, NMEK14

5 Harfli Kelimeler

VGÜ24, ĞÜŞ24, VÜŞ23, ĞÜT21, ZCÜ20, VME19, ZCE18, VEN18, ZLÜ17, ZDE17, KÜŞ17, ZEL15, NÜM15, KÜM15, NÜK14, KÜN14, KÜK14, LOM14, NME13, KME13
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

RF17, VE17, BE13, KE11

3 Harfli Kelimeler

Z13, R10


SÖR (Kelime Kökeni: Fransızca soeur)


[isim]
  • Katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın
[isim]
  • İngiliz soyluluk unvanı

SÖKE


[isim]
  • Aydın iline bağlı ilçelerden biri

SÖNME


[isim]
  • Sönmek işi

    Aşk tuzakları birçok ocakların sönmesine sebep olmuştur. - Falih Rıfkı Atay


SÖKME


[isim]
  • Sökmek işi

    Yazıları nihayet sökmeyi başardığında adamakıllı şaşırdı. - İhsan Oktay Anar


SÖBE


[sıfat]
  • Biçimi yumurta gibi olan, beyzi, oval

SÖZ


[isim]
  • Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • söz açmak
  • söz almak
  • söz altında kalmamak
  • söz anlamaz
  • söz anlatmak
  • söz anlayan beri gelsin
  • söz aramızda
  • söz atmak
  • söz ayağa düşmek
  • söz bir, Allah bir
  • söz çakmak
  • söz çıkarmak
  • söz çıkmak
  • sözde kalmak
  • sözden anlamak
  • söz dinlemek (veya tutmak)
  • söz düşmemek
  • söz düşürmek
  • söze atılmak
  • söze başlamak
  • söze boğmak
  • söze dalmak
  • söze karışmak
  • söze son vermek
  • söz etmek
  • söze yatmak
  • söz geçirmek
  • söz gelmek
  • söz getirmek
  • söz götürmek
  • söz götürmez
  • söz gümüşse sükût altındır
  • söz işitmek
  • söz kaldıramamak
  • söz kesmek
  • söz olmak
  • söz sözü açmak
  • söz taşımak
  • söz tutmak
  • sözü (veya sözünü) çevirmek
  • sözü açılmak
  • sözü ağzına tıkamak
  • sözü ağzında bırakmak
  • sözü ağzında gevelemek
  • sözü ağzında kalmak
  • sözü ağzından almak
  • sözü bağlamak
  • sözü dağıtmak
  • sözü dolandırmak
  • sözü döndürüp dolaştırmak
  • sözü edilmek
  • sözü geçmek
  • sözü kesmek
  • sözü kısa kesmek
  • sözüm meclisten dışarı
  • sözü mü olur?
  • sözüm yabana
  • sözün ardı boşa çıkmak
  • sözünde durmak
  • sözünden çıkmamak
  • sözünden dönmek
  • sözüne gelmek
  • sözüne sadık kalmak
  • sözünü (veya sözünüzü) balla kestim (veya kesiyorum)
  • sözünü bağlamak
  • sözünü bilmek
  • sözünü bilmemek
  • sözünü esirgememek (veya sakınmamak)
  • sözünü etmek
  • sözünü geri almak
  • sözünü kesmek
  • sözünün eri
  • sözünü tutmak
  • sözünü tutmak
  • sözünü yabana atmamak
  • sözünü yedirmek
  • sözünü yemek
  • sözü sohbeti yerinde
  • sözü tartmak
  • sözü uzatmak
  • söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir
  • söz vermek
  • söz yetiştirmek
  • söz yok!

Birleşik Kelimeler: söz başı, söz birliği, söz bölüğü, söz bölükleri, söz cambazı, söz dağarcığı, söz dalaşı, söz dizimi, söz düellosu, söz ebesi, söz ehli, söz gelimi, söz gelişi, söz gösterisi, sözgötürmez, söz hazinesi, söz karışıklığı, söz kesimi, söz konusu, söz meydanı, söz misali, söz rüşveti, söz sahibi, söz sırası, söz temsili, söz ustası, söz varlığı, söz yarışı, söz yazarı, söz yitimi, söz zinciri, sözüm ona, sözün kısası, sözüne sahip, acı söz, ağır söz, ara söz, beylik söz, eğri söz, iğneli söz, katı söz, kuru söz, lastikli söz, ön söz, pis söz, sav söz, son söz, tatlı söz, atasözü, namus sözü, şeref sözü


SÖKMEK


[-i]
  • Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak

    Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür. - Yaşar Kemal

[nesnesiz]
  • Balgam vb.nin çıkması, akması kolaylaşmak
[-den]
  • Ayırmak, uzaklaştırmak, vazgeçirmek

    Saplandığı fikirlerden sökemezdiniz. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Okuyabilme becerisini kazanmak

    Bunların Fransızcasını sökmek bir mesele, manalarını sökmek ikinci bir meseledir. - Reşat Nuri Güntekin

[nesnesiz] [argo]
  • Geçmek, etki yapmak

    Ne yaparsın, dedi, burada böyle söküyor! - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • Gelmeye başlamak veya çıkagelmek

    Şermin'le Nermin tam bir saat sonra yani saat beş buçukta söktüler. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • söküp atmak


SÖNMEK


[nesnesiz]
  • Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak

    Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu. - Tarık Buğra

[jeoloji]
  • Yanardağ etkinliğini yitirmek
[mecaz]
  • Duygular dinmek, yatışmak, etkisini yitirmek

    Öfkeleri bir yaz fırtınası gibi birdenbire sönüverdi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Gerilemek, parlaklık ve önemini yitirmek

    Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Ses duyulmaz olmak
[mecaz]
  • Tükenmek, yok olmak, yitmek

    Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden artakalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: mumsöndü


SÖNÜK


[sıfat]
  • Sönmüş olan

    Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu. - Kemal Bilbaşar

[mecaz]
  • Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik

    Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar. - Yahya Kemal Beyatlı


SÖKÜN


[isim]
  • `Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek` anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer

    Akça kızlar sökün etti yurdundan / Koç yiğitler deli oldu derdinden - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: sökün avı


SÖKÜK


[sıfat]
  • Sökülmüş

    Ayağa kalkar, sandalyeyi sökük yerinden cepheye döndürür. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sökük dikmek


SÖLOM (Kelime Kökeni: Fransızca coelome)


[isim] [anatomi]
  • Orta derinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel vücut boşluğunu oluşturan oyuk

SÖZEL


[sıfat]
  • Sözle ilgili, söze dayanan

Birleşik Kelimeler: sözel öğrenme


SÖNÜM


[isim] [fizik]
  • Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa

    Bir sarkaç salınımının sönümü, içinde bulunduğu ortamın direncine bağlıdır.

[ticaret]
  • Bir borcun her yıl ödenen taksitlerle belli bir zaman sonunda ödenmiş olması, itfa

    Bir borcun sönümü için her yıl verilmesi gereken taksit, vade uzunluğuna, ana borca ve faiz fiyatına bağlıdır.

Birleşik Kelimeler: sönüm ayrımı


SÖKÜM


[isim]
  • Sökme işi

    Pancar sökümü.