Ran ile Biten 5 Harfli Kelimeler



RAN ile biten 5 harfli 14 kelime bulunuyor. Sonu RAN olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ran ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Ran olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

RAN11, VARAN11, BORAN8, ŞERAN8, ŞİRAN8, ÜMRAN8, AYRAN7, BARAN7, YARAN7, KIRAN6, TURAN6, AKRAN5, EKRAN5, RAN5


AKRAN (Kelime Kökeni: Arapça aḳrān)


[isim]
  • Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür

    Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı. - Necati Cumalı


EKRAN (Kelime Kökeni: Fransızca écran)


[isim]
  • Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
[sinema] [televizyon]
  • Televizyon camı, görüntülük

Birleşik Kelimeler: ekran koruyucu, sayfa ekran


TİRAN (Kelime Kökeni: Fransızca tyran)


[isim] [tarih]
  • Eski Yunan'da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Acımasız, gaddar, despot

KIRAN


[sıfat]
  • Kırma işini yapan (kimse)

    Taş kıran işçiler.

[isim]
  • Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet

    Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıran girmek

Birleşik Kelimeler: kıran kırana, bacakkıran, buzkıran, dalgakıran, dalkıran, danakıran otu, evcikkıran, fındıkkıran, filizkıran, kayışkıran, Kervankıran, kılkıran, malkıran, pirekıran, sabankıran, saçkıran, taşkıran, yelkıran, yıldırımkıran

[isim] [halk ağzında]
  • Kıyı, kenar, çevre, uç
[coğrafya]
  • Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı

TURAN (Kelime Kökeni: Farsça tūrān)


[isim]
  • Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı

AYRAN


[isim]
  • Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayranı kabarmak
  • ayranım budur, yarısı sudur
  • ayranı yok içmeye, atla (veya tahtırevanla) gider sıçmaya

Birleşik Kelimeler: ayran ağızlı, ayran budalası, ayran delisi, ayran gönüllü


BARAN (Kelime Kökeni: Farsça bārān)


[isim] [eskimiş]
  • Yağmur

YÂRAN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)


[isim]
  • Dostlar

    Durup el bağlayalar yâran saf saf - Baki

[tarih]
  • Bir amaç çevresinde toplanmış veya aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü

    Rusçuk yâranı. Malta yâranı.


BORAN


[isim] [coğrafya]
  • Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı

    Yazın sık sık boran olur.


ŞERAN (Kelime Kökeni: Arapça şerʿan)


[zarf] [eskimiş]
  • İslam hukuku açısından

ŞİRAN


[isim]
  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

ÜMRAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿumrān)


[isim] [eskimiş]
  • Bayındırlık

    Mezarlığın ümranı ölülerden ziyade yaşayanların teselli ve itminanı için değil midir? - İbrahim Alâeddin Gövsa


VİRAN (Kelime Kökeni: Farsça vīrān)


[sıfat]
  • Yıkık, harap

    İleriye baktı, harabe. Şu tarafa baktı, viran bir kemer. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • viran olmak


VARAN


[isim]
  • Bir olayın tek kalmayıp arkadan daha başkalarının gelebileceğini anlatmak için birden başlayarak sıra ile sayıların başına getirilen bir söz

    Varan bir. Varan iki.