RADYOMETRE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



RADYOMETRE harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli RADYOMETRE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DOYMA11, MEDYA10, RADYO10, YEDME10, DERYA9, DETAY9, YOMRA9, YORMA9, DEMET8, DERME8, EYTAM8, ERDEM8, EMAYE8, MADER8, MEDET8, MEDAR8, ORTAY8, YETME8, YERME8, METRO7, ORTAM7, TOMAR7, YETER7, EMARE6, METRE6, MERET6, TERME6, ARTER5


ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)


[isim] [anatomi]
  • Atardamar

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)


[isim] [matematik]
  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre


MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)


[isim]
  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat] [halk ağzında]
  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür yaban turpu
[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

METRO (Kelime Kökeni: Fransızca métro)


[isim]
  • Büyükşehirlerde semtler arasında işleyen, ulaşımı yerin altında sağlayan tren, yer altı treni

    Sizler de bir parça himmet edersiniz, Boğaz Köprüsü'nün, metroların kurulduğu bugünlerde, bizim dev harita da sıraya girer belki. - Bedri Rahmi Eyuboğlu


ORTAM


[isim]
  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]
  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı


TOMAR (Kelime Kökeni: Arapça ṭūmār)


[isim]
  • Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar
[askerlik]
  • Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk

Birleşik Kelimeler: tomar tomar, bir tomar


YETER


[sıfat]
  • İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yeter derecede
  • yeteri kadar

Birleşik Kelimeler: yeter sayı


DEMET (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam

    Çiçeklikten bir demet maydanoz yolup geldi, sofradaki barbunya pilakisinin üstüne doğradı. - İnci Aral

[bitki bilimi]
  • Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
[anatomi]
  • Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
[fizik]
  • Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu

Birleşik Kelimeler: elektron demeti


DERME


[isim]
  • Dermek işi

Birleşik Kelimeler: derme çatma


EYTAM (Kelime Kökeni: Arapça eytām)


[isim] [eskimiş]
  • Yetimler

Birleşik Kelimeler: darüleytam


ERDEM


[isim]
  • Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet

    Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya. - Necati Cumalı

[felsefe]
  • İnsanın ruhsal olgunluğu

EMAYE (Kelime Kökeni: Fransızca émaillé)


[sıfat]
  • Üzeri emayla kaplanmış olan

    Emaye tencere.

[isim]
  • Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme

MADER (Kelime Kökeni: Farsça māder)


[isim] [eskimiş]
  • Ana, anne