RADARCILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



RADARCILIK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli RADARCILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CIDAK11, ARICI10, ACILI10, ALICI10, AKICI10, DARCA10, ILICA10, KIRCI10, ARACI9, KALCI9, KIRCA9, CARLI9, ARDIL8, ADALI8, DILAK8, ARDAK7, DAKAR7, DALAK7, KADAR7, KILIR7, LIKIR7, RADAR7, KARLI6, KARAR5


KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)


[isim]
  • Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[hukuk]
  • Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm

    Yargıç kararı.

[müzik]
  • Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karara bağlamak
  • karara kalmak
  • karar almak
  • karar altına almak
  • karara varmak
  • karar bulmak
  • kararında bırakmak
  • karar kılmak
  • karar vermek

Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı


KARLI


[sıfat]
  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

[sıfat]
  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş


ARDAK


[isim] [bitki bilimi]
  • İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç

DALAK


[isim] [anatomi]
  • Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
[hayvan bilimi]
  • Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ
[halk ağzında]
  • Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri
[halk ağzında]
  • Bal peteği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dalak kestirmek

Birleşik Kelimeler: dalak otu, dağ dalak otu, tüylü dalak otu, arı dalağı


KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)


[edat]
  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]
  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar


KILIR


[isim] [bitki bilimi]
  • Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)

LIKIR


[isim]
  • Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: lıkır lıkır


RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)


[isim]
  • Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
[mecaz]
  • İçgüdü, seziş

    Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner


ARDIL


[isim]
  • Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, arda, halef, öncel karşıtı
[mantık]
  • Bir çıkarımda varılan sonuç

Birleşik Kelimeler: ardıl görüntü


ADALI


[sıfat]
  • Ada halkından olan (kimse)

    Adayı ve adalıları o kadar sevmeme rağmen bir türlü yıldızım barışmamıştır. - Burhan Felek


DILAK


[isim] [halk ağzında]
  • Bızır

ARACI


[isim]
  • Ara bulucu
[ticaret]
  • Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador
[ekonomi]
  • İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aracı koymak

Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı


KALCI


[isim]
  • Kal işi yapan kimse

KIRCA


[sıfat]
  • Hafif kırlaşmış

    Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi. - Memduh Şevket Esendal


CARLI


[sıfat]
  • Car (II) giymiş olan

    Köyün sokaklarında elleri carlı, peştamallı köylüleri kovalıyordu. - Ömer Seyfettin