RÜZGARÖLÇER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



RÜZGARÖLÇER harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli RÜZGARÖLÇER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖÇÜ19, ÖZGÜ19, GÖZE17, ÖZGE17, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, ÖZLÜ15, ÖÇLÜ15, ÖZÜR15, ÖLÇÜ15, GÖRE14, GÖLE14, ÖRGE14, GÜRZ13, ÖZEL13, GÜRE10, RÖLE10, ÜÇER9, ÜZRE9, AGEL8, GALE8, AZEL7, ÇARE7


AZEL


[isim] [ekonomi]
  • Sunumun birkaç satıcı tarafından yapıldığı ve bu az sayıdaki satıcının birbirlerinin üretim kararlarından etkilendiği piyasa türü, oligopol

ÇARE (Kelime Kökeni: Farsça çāre)


[isim]
  • Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu

    Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çaresine bakmak

Birleşik Kelimeler: hal çaresi


AGEL (Kelime Kökeni: Arapça ʿagel)


[isim]
  • Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ

GALE (Kelime Kökeni: Fransızca galee)


[isim]
  • İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti

ÜÇER


[sıfat]
  • Üç sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: üçer beşer


ÜZRE


[edat]
  • 343 üzere

GÜRE


[isim] [halk ağzında]
  • Çiftleşmek isteyen kısrak veya dişi eşek
[sıfat] [mecaz]
  • Kuvvetli, dinç
[sıfat] [mecaz]
  • Çekingen, korkak, ürkek

RÖLE (Kelime Kökeni: Fransızca relais)


[isim] [fizik]
  • Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör

GÜRZ (Kelime Kökeni: Farsça gurz)


[isim] [eskimiş]
  • Silah olarak kullanılan ağır topuz

ÖZEL


[sıfat]
  • Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan, spesiyal

    Aşçının özel yemeği.

Birleşik Kelimeler: özel ad, özel af, özel dikiş, özel dil, özel girişim, özel hayat, özel isim, özel kalem, özel kesim, özel mülkiyet, özel okul, özel radyo, özel sayı, özel sektör, özel televizyon, özel teşebbüs, özel tiyatro, özel ulak, özel yaşam, hizmete özel, kişiye özel


GÖRE


[zarf]
  • Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince

    Kendime göre bir de aday buldum. - Adalet Ağaoğlu


GÖLE


[isim]
  • Ardahan iline bağlı ilçelerden biri

ÖRGE


[isim]
  • Motif

ÖZLÜ


[sıfat]
  • Özü olan, öz bölümü çokça olan

    Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]
  • Kısa ve anlamlı bir biçimde

    Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Birleşik Kelimeler: özlü çamur, özlü un, bal özlü


ÖÇLÜ


[sıfat]
  • Kin ve intikam dolu, öç alma isteğinde olan

    Fransız general beyaz at üstünde Galata'dan geçtiği gün, tıpkı 1908 Meşrutiyeti'nin ilk günlerindeki gazete başyazıları gibi hınçlı ve öçlü idi. - Falih Rıfkı Atay