PÜRÇEKLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



PÜRÇEKLENMEK harflerini içeren 6 harfli 28 kelime bulunuyor. 6 harfli PÜRÇEKLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PÜRÇEK15, PERÇEM14, LÜMPEN13, ÜÇLEME12, KEPMEK11, MERKEP11, PEREME11, PELEME11, ÇEKMEK10, ÇELMEK10, ÇEMREK10, KEPENK10, PELENK10, ÇELENK9, KÜREME9, ÜNLEME9, ÜREMEK9, ÜRKMEK9, EKLEME7, ENEMEK7, ELEMEK7, ELENME7, KERMEN7, KELEME7, KEMERE7, KEKEME7, MELEKE7, EKENEK6


EKENEK


[isim]
  • Mezra

    Ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır. - Memduh Şevket Esendal


EKLEME


[isim]
  • Eklemek işi
[sıfat]
  • Eklenmiş

Birleşik Kelimeler: ekleme dişi


ENEMEK


[-i]
  • İğdiş etmek

ELEMEK


[-i]
  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

[mecaz]
  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak
[spor]
  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek

ELENME


[isim]
  • Elenmek işi
[spor]
  • Yenilen oyuncu veya takımın yarışmalardan çıkması

KERMEN


[isim] [tarih]
  • Kale

KELEME


[sıfat] [halk ağzında]
  • Sürülmeden bırakılmış (tarla)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleme olmak


KEMERE (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri

KEKEME


[sıfat]
  • Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke, kekeç

    Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan. - Memduh Şevket Esendal


MELEKE (Kelime Kökeni: Arapça meleke)


[isim]
  • Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık

    Bütün melekelerim yerinde olduğu hâlde kendimde değildim. - Necip Fazıl Kısakürek

[ruh bilimi] [felsefe]
  • Yeti

ÇELENK


[isim]
  • Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka

    Duvara dayalı çelenkleri görür. - Nazım Hikmet

[eskimiş]
  • Kadınların başlarına taktıkları mücevher veya madenden yapılmış sorguç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çelenk koymak


KÜREME


[isim]
  • Küremek işi

ÜNLEME


[isim]
  • Ünlemek işi

ÜREMEK


[nesnesiz]
  • Canlı, doğup çoğalmak

    Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çoğalmak, artmak

    Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.


ÜRKMEK


[nesnesiz]
  • Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek

    Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çekinmek

    Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi. - Haldun Taner