PEZEVENKLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PEZEVENKLİK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli PEZEVENKLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

VEZNE14, VEZİN14, ZELVE14, KEPEZ12, EVLİK11, EVLEK11, KEVEL11, KEVEN11, VEKİL11, KEPEK9, KELEP9, NİPEL9, PİNEL9, PEKİN9, PELİN9, EZELİ8, EZİNE8, ENEZE8, İZLEK8, NEZLE8, KELİK5, KELEK5, LİKEN5, NİKEL5


KELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eski ayakkabı

KELEK


[isim] [bitki bilimi]
  • Olgunlaşmamış, ham kavun
[sıfat]
  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]
  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat] [argo]
  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak


LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
[tıp]
  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi


NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama


EZELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ezelī)


[sıfat]
  • Öncesiz
[mecaz]
  • Eski

    Bu kitap ezelî bir imkânsızlığı anlatıyor. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: ezelî rekabet, ezelî takdir


EZİNE


[isim]
  • Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri

Birleşik Kelimeler: Ezine peyniri


ENEZE


[sıfat] [halk ağzında]
  • Cılız, zayıf, güçsüz

İZLEK


[isim] [halk ağzında]
  • Keçi yolu, patika
[edebiyat]
  • Bir edebî eserde işlenen konunun anlamca ortaya koyduğu ana yönelim

NEZLE (Kelime Kökeni: Arapça nezle)


[isim] [tıp]
  • Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil

    Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: nezle otu, bahar nezlesi, İspanyol nezlesi, saman nezlesi


KEPEK


[isim]
  • Un elendikten sonra, elek üstünde kalan kabuk kırıntıları
[tıp]
  • Bazı deri hastalıklarında deriden dökülen parçacıklar

KELEP


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük iplik çilesi

NİPEL (Kelime Kökeni: Fransızca nipple)


[isim] [teknik]
  • İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça

PİNEL (Kelime Kökeni: İtalyanca penelo)


[isim] [denizcilik]
  • Rüzgârın estiği yönü göstermek için direk şapkalarının üstüne konulan yelkovan biçimindeki araç

PEK


[sıfat]
  • Sert, katı
[zarf]
  • Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok

    Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın

[zarf] [halk ağzında]
  • Hızlı olarak

    Pek gittiği için çabuk yoruldu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pek söylemek

Birleşik Kelimeler: pekâlâ, pek başlı, pek canlı, pek çoğu, pek çok, pek doku, pek gözlü, pekiyi, pek pek, pek yürekli, pek yüzlü, ağzı pek, arkası pek, canı pek, gözü pek, sırtı pek, yüreği pek, yüzü pek


PELİN (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)

Birleşik Kelimeler: pelin otu, acı pelin, akpelin