PERÇİNLEYİŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PERÇİNLEYİŞ harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli PERÇİNLEYİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇİPİL12, ÇEPEL12, ÇEPER12, ÇEPİN12, ÇEPNİ12, PİLİÇ12, PEŞİN12, PEŞLİ12, PENÇE12, ŞİLEP12, ÇİRİŞ11, ÇEŞNİ11, EPEYİ11, PENYE11, NEYÇE10, YELEÇ10, YEŞİL10, NİPEL9, PİNEL9, PEREN9, PELİN9, ÇİNLİ8, ÇELEN8, ERİNÇ8, İÇERİ8, İLENÇ8, NEŞİR8, REÇEL8, ŞİLİN8, ŞİRİN8, YELİN7, YENLİ7, YEREL7, YERLİ7, İLERİ5, NELER5


İLERİ


[isim]
  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
[sıfat]
  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]
  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]
  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]
  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]
  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites


NELER


Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle


YELİN


[isim] [halk ağzında]
  • İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü

YENLİ


[sıfat]
  • Yenleri olan

    Geniş yenli gömlek.


YEREL


[sıfat]
  • Yöresel
[gök bilimi]
  • Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
[tıp]
  • Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal

Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim


YERLİ


[sıfat]
  • Taşınamayan, başka yere götürülemeyen

    Yerli dolap. Yerli sedir.

Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli


ÇİNLİ


[isim]
  • Çin halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

ÇELEN


[isim] [halk ağzında]
  • Ev saçağı

ERİNÇ


[isim]
  • Hiçbir eksiği, üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik, rahat, huzur

    Değiliz, erinç içinde değiliz biz, erinç içinde olmayı da aramıyoruz, dilemiyoruz. - Nurullah Ataç


İÇERİ


[isim]
  • İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı

    İçeriden sesler geliyor.

[sıfat]
  • İç yüzeyde, iç bölümde olan

    İçeri odadan sesler geliyor.

[zarf]
  • İç yana, iç yana doğru

    İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Gönül, yürek
[mecaz]
  • Hapishane

Ata Sözleri ve Deyimler

  • içeri (veya içeriye) atmak (veya almak veya tıkmak)
  • içeriden çıkmak
  • içeriden evlenmek
  • içeride olmak
  • içeri girmek
  • içeriye dalmak
  • içeriye düşmek


İLENÇ


[isim]
  • Beddua, kargış

    Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak. - Memduh Şevket Esendal


NEŞİR (Kelime Kökeni: Arapça neşr)


[isim] [eskimiş]
  • Yayma, dağıtma, saçma

Birleşik Kelimeler: neşredilmek, neşretmek, neşrolunmak, leffüneşir


REÇEL (Kelime Kökeni: Farsça rīçāl)


[isim]
  • Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı

    Onlar kahve, süt hatta kışın salep içmeyi, zeytin, peynir, reçel ve ekmek yemeyi tercih ederler. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ayva reçeli, çilek reçeli, erik reçeli, kayısı reçeli, kızılcık reçeli, kiraz reçeli, meyve reçeli, vişne reçeli


ŞİLİN (Kelime Kökeni: İngilizce shilling)


[isim] [eskimiş]
  • Avusturya para birimi
[eskimiş]
  • İngiliz lirasının yirmide biri olan para

ŞİRİN (Kelime Kökeni: Farsça şīrīn)


[sıfat]
  • Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş

    Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas