PERKÜSYON Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



PERKÜSYON harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli PERKÜSYON kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EYÜP12, KÜPE10, PESO10, PEYK10, PÜRE10, SNOP10, SPOR10, KESP9, PRES9, PENS9, REPO9, KREP8, ÜNYE8, NÜKS7, OKEY7, SÜRE7, SÜNE7, EROS6, KÜRE6, KROS6, SONE6, SKOR6, KRON5, RENK4


RENK (Kelime Kökeni: Farsça reng)


[isim]
  • Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum

    Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu Amerikan boksörlerine benziyordu. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Nitelik

    İşin rengi değişti.

[mecaz]
  • Çeşitlilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rengi atmak (veya kaçmak veya uçmak)
  • rengini belli etmek
  • rengi solmak
  • renk almak
  • renk gelmek
  • renk katmak
  • renkten renge girmek
  • renk vermek
  • renk vermemek

Birleşik Kelimeler: renk bilimi, renk cümbüşü, renkgideren, renk körü, renkölçer, renk ölçme, renk yuvarı, basit renk, metalik renk, ölü renk, pastel renk, rengârenk, sağır renk, şekerrenk, açık kahverengi, alev rengi, altın rengi, bakır rengi, bal rengi, barut rengi, buğday rengi, çivit rengi, demir rengi, duman rengi, erguvan rengi, fes rengi, fildişi rengi, gurup rengi, fındık rengi, fıstık rengi, filiz rengi, gül rengi, gümüş rengi, hardal rengi, kahverengi, kemik rengi, kestane rengi, kimyon rengi, kiremit rengi, koyu kahverengi, kurşun rengi, kül rengi, leylak rengi, lila rengi, limon rengi, menekşe rengi, nohut rengi, pas rengi, portakal rengi, saman rengi, sincap rengi, saz rengi, şarap rengi, tahin rengi, tarçın rengi, ten rengi, toprak rengi, tütün rengi, zeytin rengi, sıcak renkler, soğuk renkler


KRON


[isim]
  • Danimarka, Estonya, İsveç, İzlanda Norveç ve Slovakya'nın para birimi

EROS (Kelime Kökeni: Fransızca érôs)


[isim] [ruh bilimi]
  • Ruhsal çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü
[isim]
  • Yunan mitolojisinde aşk tanrısının adı

KÜRE (Kelime Kökeni: Arapça kure)


[isim] [matematik]
  • Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim

Birleşik Kelimeler: küre kuşağı, ağır küre, ateş küre, düzlem küre, güney küre, hava küre, ışık küre, kuzey küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre, yerküre, gök küresi

[isim] [madencilik]
  • Madenci ocağı, maden fırını
[isim]
  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

KROS (Kelime Kökeni: İngilizce cross)


[isim] [spor]
  • Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu

SONE (Kelime Kökeni: Fransızca sonnet)


[isim] [edebiyat]
  • İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü

SKOR (Kelime Kökeni: İngilizce score)


[isim] [spor]
  • Sonuç

NÜKS (Kelime Kökeni: Arapça nuks)


[isim]
  • Bir durumun veya olayın yeniden ortaya çıkması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nüks etmek


OKEY


[isim]
  • Plastik, tahta, mika vb. maddelerden yapılmış taşlarla oynanan ve konkene benzeyen bir oyun türü

SÜRE


[isim]
  • Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet

    Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız. - Turan Oflazoğlu

Birleşik Kelimeler: süre aşımı, süreölçen, süreölçer, süre ölçümü, süre sonu, süreyazar, bir süre, ek süre, bekleme süresi, bekletme süresi


SÜNE


[isim] [hayvan bilimi]
  • Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı bir böcek (Eurigaster integriceps)

KREP (Kelime Kökeni: Fransızca crêpe)


[isim]
  • Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir tür ince kumaş

    Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]
  • Yumurta, süt, un ile tavada kızartılarak yapılan, küçük yuvarlak tatlı veya tuzlu yiyecek

ÜNYE


[isim]
  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri

KESP (Kelime Kökeni: Arapça kesb)


[isim] [eskimiş]
  • Kazanma

Birleşik Kelimeler: kesbetmek


PRES (Kelime Kökeni: Fransızca presse)


[isim] [teknik]
  • İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere
[spor]
  • Baskı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pres yapmak