PAÇACILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PAÇACILIK harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli PAÇACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

APACI13, AÇICI13, ÇAPLI13, ÇAPAK12, ÇAPLA12, ÇALAP12, PAÇAL12, ACILI10, ALICI10, AKICI10, ILICA10, KAPLI10, KALIP10, KILIÇ10, AÇLIK9, AKÇIL9, ÇAKIL9, ÇALIK9, ÇALKI9, KLAPA9, KAÇLI9, KALCI9, KALIÇ9, LAKÇI9, LAKAP9, PLAKA9, ALÇAK8, ÇAKAL8, ÇALAK8, KALÇA8, LAÇKA8


ALÇAK


[sıfat]
  • Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı

    Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna. - Elif Şafak

[mecaz]
  • Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alçaktan uçmak
  • alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar
  • alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
  • alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
  • alçak yer yiğidi hor gösterir

Birleşik Kelimeler: alçak basınç, alçak gerilim, alçak gönüllü, alçak kabartma, alçak ses, alçak yaylak, yalımı alçak


ÇAKAL (Kelime Kökeni: Farsça şaġāl)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)

    Korkunç geceler, çakalların ulumaları, köpeklerin haykırışları bu ruhu da karartan gecelerde sinirleri büsbütün gevşetiyor. - Etem İzzet Benice

[argo]
  • Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
[sıfat] [halk ağzında]
  • Titiz, huysuz
[sıfat] [halk ağzında]
  • Görgüsüz

Birleşik Kelimeler: çakal armudu, çakalboğan, çakal eriği, çakal yağmuru


ÇALAK (Kelime Kökeni: Farsça çālāk)


[sıfat] [eskimiş]
  • Eline ayağına çabuk, atik, çevik
[zarf]
  • Eline ayağına çabuk, atik, çevik bir biçimde

    Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim. - Yahya Kemal Beyatlı


KALÇA


[isim] [anatomi]
  • Gövdenin arka bölümünde, bacakların birleştiği yerle bel arasındaki şişkin bölge

    Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: kalça kemiği


LAÇKA (Kelime Kökeni: İtalyanca lascia)


[isim] [denizcilik]
  • Gemi halatının gevşetilip boşa bırakılması
[sıfat] [mecaz]
  • Gevşemiş, verimsiz duruma gelmiş, düzeni bozulmuş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laçka etmek
  • laçka olmak


AÇLIK


[isim]
  • Aç olma durumu

    Açlıktan gözümüz dönmüştü. - Azra Erhat

[mecaz]
  • Kıtlık
[mecaz]
  • Aşırı istek içinde bulunma

    Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açlığını bastırmak (veya gidermek veya öldürmek)
  • açlık çekmek
  • açlık ile tokluğun arası yarım yufka
  • açlıktan gözü (veya gözleri) dönmek (veya kararmak)
  • açlıktan imanı gevremek
  • açlıktan nefesi kokmak
  • açlıktan ölmek
  • açlıktan ölmeyecek kadar

Birleşik Kelimeler: açlık grevi, açlık sınırı, açlık kan şekeri, gözü açlık, karnı açlık


AKÇIL


[sıfat]
  • Rengi atmış, ağarmış

    Buruşuk, akçıl donlu bir bedevi. - Refik Halit Karay


ÇAKIL


[isim] [mineraloji]
  • Çakıl taşı

    Çakıl dolu kamyonla, klakson çalarak yapı yerine girdi. - Aydın Boysan

Birleşik Kelimeler: çakıl çukul, çakıl kuşu, çakıl taşı, çakıl yol


ÇALIK


[sıfat]
  • Çarpık

    Ağzı burnu çalık.

[halk ağzında]
  • Yan yan giden

    Çalık at.

[isim]
  • Çıban yeri
[isim]
  • Koyunlarda çiçek hastalığı
[isim]
  • Çalgın

Birleşik Kelimeler: çalık kavak, bakır çalığı


ÇALKI


[isim]
  • Çalgıç
[halk ağzında]
  • Tırpan

KLAPA (Kelime Kökeni: Almanca Klappe)


[isim]
  • Yakanın göğse doğru inen devrik bölümü

KAÇLI


[sıfat]
  • Sayısı kaç, hangi sayıdan

    Kaçlı iskambil?


KALCI


[isim]
  • Kal işi yapan kimse

KALIÇ


[isim] [halk ağzında]
  • Orak

LAKÇI


[isim]
  • Laka veya vernik süren işçi