PAYTAKLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



PAYTAKLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 26 kelime bulunuyor. 8 harfli PAYTAKLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PAYLAŞMA18, ŞAPLAMAK16, ŞAPLATMA16, PAYLATMA15, PAYLAMAK15, KAYŞAMAK14, YAKLAŞMA14, YAŞATMAK14, KAPATMAK13, KAPLAMAK13, KAPLATMA13, PAKLAMAK13, PATLAMAK13, TAPALAMA13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKLAMAK12, TAŞLAMAK12, AYAKLAMA11, TAYLAMAK11, YAKALAMA11, YALATMAK11, KAKALAMA9, KALAMATA9, KATLAMAK9


KAKALAMA


[isim]
  • Kakalamak işi

KALAMATA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Bir tür etli ve büyük zeytin

Birleşik Kelimeler: kalamata zeytini


KATLAMAK


[-i]
  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık


AYAKLAMA


[isim]
  • Ayaklamak işi

TAYLAMAK


[nesnesiz]
  • Kısrak doğurmak

YAKALAMA


[isim]
  • Yakalamak işi

    Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. - Tarık Buğra

[hukuk]
  • Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi

    Lakin erler onu da yakalamanın kolayını bulmuşlardı. - Arif Nihat Asya


YALATMAK


[-e] [-i]
  • Yalama işini yaptırmak

AKLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAŞLAMAK


[-i]
  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak

ŞAKLATMA


[isim]
  • Şaklatmak işi

ŞAKLAMAK


[nesnesiz]
  • `Şak` diye ses çıkarmak

    Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı - Faruk Nafiz Çamlıbel


TAŞLAMAK


[-i]
  • Taş atmak, taşa tutmak

    Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu. - Yaşar Kemal

[nesnesiz] [mecaz]
  • Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek

    Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe. - Azra Erhat


KAPATMAK


[-i]
  • Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek

    Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar. - Haldun Taner

[-e]
  • Kapamak

    Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[nesnesiz]
  • Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek

    Gazete kapatmak.


KAPLAMAK


[-i]
  • Her yanını örtmek, istila etmek

    Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[nesnesiz]
  • Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak

    Yorgan kaplamak.

[mecaz]
  • Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak

    Ünü cihanı kapladı.

[mecaz]
  • Doldurmak

    İçini sevinç kapladı.

[mecaz]
  • Doldurmak

    Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu


KAPLATMA


[isim]
  • Kaplatmak işi