PARÇACIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PARÇACIK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli PARÇACIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ARPÇI13, APACI13, ÇARPI13, ÇAPAK12, ÇAPAR12, PARÇA12, ARACI9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIR9, KIRAÇ9, KIRCA9, PARKA9, ARKAÇ8, ÇARKA8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, KRAÇA8, KAÇAR8


ARKAÇ


[isim] [halk ağzında]
  • Ağıl

ÇARKA


[isim] [tarih]
  • Osmanlı ordusunda öncü görevi

ÇAKAR


[isim] [denizcilik]
  • Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener

ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)


[isim]
  • İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları

KRAÇA


[isim] [hayvan bilimi]
  • İstavrit balığının küçüğü

KAÇAR


[sıfat]
  • Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi

    Bu evler kaçar odalı?

    Her birinden kaçar tane aldınız?


ARACI


[isim]
  • Ara bulucu
[ticaret]
  • Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador
[ekonomi]
  • İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aracı koymak

Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı


ÇIKAR


[isim]
  • Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıkar gözetmek
  • çıkarına bakmak
  • çıkarını tepmek

Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol


ÇIKRA


[isim] [halk ağzında]
  • Sık çalı

ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)


[isim]
  • Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
[eskimiş]
  • Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çırak almak
  • çırak çıkarmak
  • çırak vermek


ÇARIK


[isim]
  • İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı

    Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor. - Ömer Seyfettin

[denizcilik]
  • Çene
[argo]
  • Para cüzdanı

    Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: çürük çarık, venüsçarığı


ÇAKIR


[sıfat]
  • Açık mavi, hareli ela (göz)

    Soluk esmer renkli, çakır gözlü, ağır tavırlı, az konuşur bir delikanlıydı. - Memduh Şevket Esendal

[isim]
  • Çakırdoğan

Birleşik Kelimeler: çakır ayaz, çakır çukur, çakırdiken, çakırdoğan, çakırkanat, çakırkeyif, çakır pençe

[isim] [eskimiş]
  • Şarap

KIRAÇ


[sıfat]
  • Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)

KIRCA


[sıfat]
  • Hafif kırlaşmış

    Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi. - Memduh Şevket Esendal


PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)


[isim] [askerlik]
  • Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük