PARSELLEME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PARSELLEME harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli PARSELLEME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Parselleme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Parselleme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SPERM11, AMPER10, PLASE10, PRESE10, PERMA10, SALEP10, SERAP10, LEPRA9, ESMER7, ESEME7, ESAME7, ELMAS7, EMSAL7, MESEL7, MELES7, MELAS7, MERES7, SEMER7, SERME7, SELAM7, ALLEM6, AMELE6, ELEME6, EMARE6, LAMEL6, MELAL6, REMEL6


ALLEM


[isim]
  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek


AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


ELEME


[isim]
  • Elemek işi, eliminasyon
[spor]
  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme


EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)


[isim]
  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
[biyoloji]
  • Çok ince tabaka

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)


[isim] [eskimiş]
  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak


REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz ölçülerinden biri
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir usul

ESMER (Kelime Kökeni: Arapça esmer)


[isim]
  • Siyaha çalan buğday rengi
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt

[sıfat]
  • Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız

    Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmere al bağla, karşısına geç ağla

Birleşik Kelimeler: esmer amber, esmer buğday, esmer küf, esmer küfler, esmer su yosunları, esmer şeker, esmer un, barut esmeri


ESEME


[isim] [halk ağzında]
  • Mantık

ESAME (Kelime Kökeni: Arapça esāmī)


[isim] [eskimiş]
  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esamesi okunmamak


ELMAS (Kelime Kökeni: Arapça elmās)


[isim]
  • Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
[sıfat]
  • Bu taşlarla yapılmış

    Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elmas gibi

Birleşik Kelimeler: elmastıraş, kara elmas, camcı elması


EMSAL (Kelime Kökeni: Arapça ems̱āl)


[isim]
  • Benzer, eş, denk

    Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. - Ercüment Ekrem Talu

[eskimiş] [matematik]
  • Katsayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emsal olmak
  • emsal oluşturmak
  • emsal vermek


MESEL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)


[isim] [eskimiş]
  • Örnek alınacak söz

    Büyükannemin sık sık kullandığı bir mesel belleğimde beliriyor. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesel olmak

Birleşik Kelimeler: darbımesel, iradımesel


MELES


[isim] [halk ağzında]
  • Beli çökük at

MELAS (Kelime Kökeni: Fransızca mélasse)


[isim]
  • Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa