PARAFİNSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PARAFİNSİZ harflerini içeren 5 harfli 44 kelime bulunuyor. 5 harfli PARAFİNSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PASİF16, PRAFA15, PARAF15, AZNİF14, AFAZİ14, İNFAZ14, İZAFİ14, İFRAZ14, NAFİZ14, ZİFİR14, ZİFİN14, ZARİF14, İPSİZ13, FRİSA12, İNSAF12, İSRAF12, NİZİP12, PAZAR12, SİFİN12, SAFRA12, SAFİR12, İRFAN11, NAFİA11, İSPİR10, NİSPİ10, NİSAP10, NASİP10, PİSİN10, PARİS10, PARSA10, RASPA10, SARPA10, SAPAN10, SAZAN9, ARİZA8, ARAZİ8, NAZİR8, NAZAR8, RANZA8, ZİRAİ8, ARSİN6, NİSAİ6, NASİR6, SİNİR6


ARSİN


[isim]
  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

NİSAİ (Kelime Kökeni: Arapça nisāʾī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Kadınla ilgili

    Nisai hastalık.


NASİR (Kelime Kökeni: Arapça nās̱ir)


[isim] [eskimiş]
  • Nesir yazan, nesir ustası

    Başlıca şair ve nasirleri tamamıyla öğrenmek için külliyat okumak merakına düştüm. - Yahya Kemal Beyatlı


SİNİR


[isim] [anatomi]
  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]
  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]
  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf


ARİZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarīża)


[isim] [eskimiş]
  • Yüksek bir makama sunulan mektup veya dilekçe

ARAZİ (Kelime Kökeni: Arapça arāżī)


[isim] [coğrafya]
  • Yeryüzü parçası, yerey, toprak

    Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arazi açmak
  • arazi olmak
  • araziye uymak

Birleşik Kelimeler: arazi aracı, arazi otomobili, arazi taraması, arazi yarışı, vakıf arazisi


NAZİR (Kelime Kökeni: Arapça naẓīr)


[sıfat] [eskimiş]
  • Benzer, eş, örnek

NAZAR (Kelime Kökeni: Arapça naẓar)


[isim]
  • Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında insanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, göz
[eskimiş]
  • Bakış, bakma, göz atma

    İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... nazarıyla bakmak
  • nazara gelmek
  • nazar değmek
  • nazarı değmek

Birleşik Kelimeler: nazar boncuğu, nazarıdikkat, nazarıitibar, noktainazar, sarfınazar


RANZA (Kelime Kökeni: İtalyanca rancio)


[isim]
  • Gemi, tren, kışla, yatılı okul vb. yerlerde üst üste yapılan yatak yeri

ZİRAİ (Kelime Kökeni: Arapça zirāʿī)


[sıfat]
  • Tarımsal

Birleşik Kelimeler: zirai işletme


SAZAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sazangillerden, Avrupa, Asya ve Amerika'nın tatlı sularında yaşayan, sırt yüzgeci uzun, eti beğenilen kılçıklı bir balık (Cyprinus carpio)
[argo]
  • Kolay kandırılan, aldatılabilen kimse

Birleşik Kelimeler: aynalı sazan, pullu sazan, yeşilsazan


İSPİR (Kelime Kökeni: İtalyanca sbirro)


[isim]
  • At veya araba uşağı

    Aşçı yamakları, kilerci, ispir ile arabacı çocukları arabalarla paytonda. - Ahmet Rasim

[isim]
  • Erzurum iline bağlı ilçelerden biri

NİSPİ (Kelime Kökeni: Arapça nisbī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Birbirine göre (olan), önceki duruma göre

    Bugün hastada nispi bir iyileşme var.

[felsefe]
  • Göreceli

    Zenginlik, fukaralık nispi durumlardır.

Birleşik Kelimeler: nispi çoğunluk, nispi temsil, yayınispi


NİSAP (Kelime Kökeni: Arapça niṣāb)


[isim]
  • Yeter sayı

NASİP (Kelime Kökeni: Arapça naṣīb)


[isim]
  • Birinin payına düşen şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasibini almak
  • nasip almak
  • nasip etmek
  • nasip olmak