PARABELLUM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



PARABELLUM harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli PARABELLUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PUMBA13, AMPUL11, ERBAP11, REBAP11, AMPER10, PERMA10, RAMPA10, BURMA9, BULMA9, LEPRA9, RUMBA9, AMBAR8, AMBER8, BAREM8, LAMBA8, RUBLE8, BALAR7, ERBAA7, MUARE7, MALUL7, MARUL7, MELUL7, ULAMA7, ULEMA7, ALLEM6, ALARM6, LAMEL6, MARAL6, MELAL6


ALLEM


[isim]
  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek


ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)


[isim]
  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek


LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)


[isim]
  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
[biyoloji]
  • Çok ince tabaka

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Dişi geyik

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)


[isim] [eskimiş]
  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak


BALAR (Kelime Kökeni: Farsça bālār)


[isim] [eskimiş]
  • Pedavra

ERBAA


[isim]
  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)


[isim]
  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan

MALUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūl)


[sıfat]
  • Sakat (kimse)

    Ben belki artık malulüm belki ömrümün sonuna kadar böyle kalacağım. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: malul gazi, harp malulü


MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu


MELUL (Kelime Kökeni: Arapça melūl)


[sıfat]
  • Üzgün
[zarf]
  • Boynu bükük, zavallı bir biçimde

    Garipler köyü az çok çıplak ve kayalık bir yar ortasında sıkışmış, ıssız ve melul duruyor. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: melul mahzun, melul melul


ULAMA


[isim]
  • Ulamak işi
[dil bilgisi]
  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi
[sıfat]
  • Ulanmış

ULEMA (Kelime Kökeni: Arapça ʿulemā)


[isim] [eskimiş]
  • Bilginler
[din bilgisi]
  • Sarıklı din bilginleri

    Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi. - Tarık Buğra


AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)


[isim]
  • Genellikle tahıl saklanan yer

    Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge

    Buğday ambarımız Konya.

[mimarlık]
  • Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek

    Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy

[ticaret]
  • Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık

Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı


AMBER (Kelime Kökeni: Arapça ʿanber)


[isim]
  • Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde

    Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler - Arif Nihat Asya

Birleşik Kelimeler: amber ağacı, amber balığı, amberbaris, amberbu, amber çiçeği, akamber, akar amber, esmer amber