Par ile Başlayan 7 Harfli Kelimeler



PAR harfleri ile başlayan 7 harfli 21 kelime bulunuyor. Başında PAR olan 7 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "par ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde Par olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

PARAGÖZ24, PARDÖSÜ22, PARÇACI18, PARAFİN17, PARAVAN17, PARASIZ16, PARAŞÜT16, PARAÇOL15, PARAPET15, PARÇALI15, PARABOL14, PARAZİT14, PARKECİ14, PARTİCİ14, PARILTI13, PARALIK12, PARASAL12, PARLAMA12, PARALEL11, PARTİLİ11, PARTNER11


PARALEL (Kelime Kökeni: Fransızca parallèle)


[sıfat] [matematik]
  • Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi, mütevazi

    Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ. - Halide Edip Adıvar

[isim] [gök bilimi]
  • Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
[mecaz]
  • Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)

Birleşik Kelimeler: paralel akım, paralel kaidesi, paralelkenar, paralel yüz, barparalel


PARTİLİ


[sıfat]
  • Bir partiden olan (kimse)

Birleşik Kelimeler: çok partili, tek partili


PARTNER (Kelime Kökeni: Fransızca partenaire)


[isim]

PARASAL


[sıfat]
  • Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal

    Parasal kuvvete sahip kimselerin kitaplarıma gösterdikleri ilgi bana güç veriyor. - Cahit Uçuk


PARLAMA


[isim]
  • Parlamak işi

    Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: parlama noktası


PARILTI


[isim]
  • Parıldama, göze çarpan parlaklık

    Pamuk için için yanıyor, zaman zaman küçük parıltılar çıkarıyordu. - Ayla Kutlu


PARABOL (Kelime Kökeni: Fransızca parabole)


[isim] [matematik]
  • Bir düzlemin odak denen sabit bir noktadan ve doğrultman denen sabit bir doğrudan eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri, yarı kübik

PARAZİT (Kelime Kökeni: Fransızca parasite)


[isim] [biyoloji]
  • Asalak
[mecaz]
  • Herhangi bir işte, olayda sorun çıkaran kimse

    Zaten ilk fırsatta dökülecek parazitlerdir ki bu sözlerimize gücenip kıyametleri koparmışlardır. - Asaf Halet Çelebi


PARKECİ


[isim]
  • Parke yapan, satan veya döşeyen kimse

PARTİCİ


[isim]
  • Parti üyesi, fırkacı

    Particiler köyleri dolaşıyorlar.


PARAÇOL (Kelime Kökeni: İtalyanca bracciolo)


[isim] [denizcilik]
  • Gemi çatmasında eğri parça

PARAPET (Kelime Kökeni: İtalyanca parapetto)


[isim] [denizcilik] [mimarlık]
  • Küpeşte

PARÇALI


[sıfat]
  • Birden çok parçadan oluşmuş

    Parçalı etekler moda.

Birleşik Kelimeler: parçalı bohça


PARASIZ


[sıfat]
  • Parası olmayan

    Hayatında ilk defa, parasız ve fakir oluşuna kızdı. - Nazım Hikmet

[zarf]
  • Para verilmeksizin, bedavadan, bedava

    Diyarbakır'da İstanbul gazetelerine parasız muhabirlik eden uygar ve zeki bir genç tanımıştım. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: parasız pulsuz, parasız yatılı, beş parasız, on parasız


PARAŞÜT (Kelime Kökeni: Fransızca parachute)


[isim]
  • Hava taşıtından veya yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç

Birleşik Kelimeler: paraşüt birlikleri, paraşüt kulesi, tandem paraşütü, yamaç paraşütü