PALEOGRAF Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



PALEOGRAF harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli PALEOGRAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Paleograf ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Paleograf olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GOLF15, AGOP13, GARP12, PRAG12, EFOR11, FLOR11, FORA11, ARAF10, AFAL10, ALFA10, FAAL10, FARE10, ARGO9, OPAL9, REPO9, ARPA8, APEL8, APRE8, ARAP8, AGEL8, GALE8, GALA8, LAPA8, LARP8, PALA8, PARA8, PARE8, ORAL5


ORAL (Kelime Kökeni: Fransızca oral)


[sıfat]
  • Ağızcıl
[zarf]
  • Ağız yoluyla
[edebiyat]
  • Söze dayanan

ARPA


[isim] [bitki bilimi]
  • Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)

    Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay

[argo]
  • Rüşvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arpa eken buğday biçmez
  • arpa ektim, darı çıktı
  • arpa samanıyla, kömür dumanıyla
  • arpası çok gelmek
  • arpa unundan kadayıf olmaz
  • arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez

Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa


APEL (Kelime Kökeni: Fransızca appel)


[isim] [ekonomi]
  • Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılan ödeme çağrısı

APRE (Kelime Kökeni: Fransızca apprêt)


[isim]
  • Kumaş veya derinin cilalanması, perdahlanması

ARAP


[isim] [halk ağzında]
  • Fotoğrafın negatifi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arap gibi olmak
  • arap olayım

[isim]
  • Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Koyu esmer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arap'ın yalellisi gibi
  • Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)

Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı


AGEL (Kelime Kökeni: Arapça ʿagel)


[isim]
  • Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ

GALE (Kelime Kökeni: Fransızca galee)


[isim]
  • İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti

GALA (Kelime Kökeni: İtalyanca gala)


[isim]
  • Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen

LAPA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Nişastalı tanelerin, su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu

    Bulgur lapası. Pirinç lapası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lapa gibi
  • lapa vurmak


LARP


[zarf]
  • Ansızın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • larp diye


PALA (Kelime Kökeni: İtalyanca pala)


[isim]
  • Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç

    Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pala çalmak (veya sallamak)
  • pala çekmek
  • pala sürtmek

Birleşik Kelimeler: pala bıyık

[isim] [halk ağzında]
  • Bez parçalarından dokunan basit kilim veya yaygı

    Kendi ürettiği kocaman sürünün yünlerinden Fadime Nine ne güzel palalar dokumuş. - Halide Edip Adıvar


PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası


PARE (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [eskimiş]
  • Parça, kısım

Birleşik Kelimeler: pare pare, ciğerpare, palaspare, şekerpare, varakpare, yekpare


ARGO (Kelime Kökeni: Fransızca argot)


[isim]
  • Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim
[mecaz]
  • Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim

OPAL (Kelime Kökeni: Fransızca opale)


[isim] [jeoloji]
  • Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı