OZONLAYICI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



OZONLAYICI harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli OZONLAYICI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CILIZ13, AYICI12, OYACI12, CAZLI12, YONCA11, YANCI11, YALIZ11, YAZIN11, AZILI10, ACILI10, ALICI10, ILICA10, LONCA9, NAZLI9, OYALI9, ZANLI9, CANLI9, ALYON8, YILAN8, YANLI8, YALIN8


ALYON (Kelime Kökeni: Fransızca Antoine Alleon'un adından)


[sıfat] [argo]
  • Çok zengin (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alyon kesilmek


YILAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen, uzun hayvan

    Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan.

[sıfat] [mecaz]
  • Sinsi ve hain

    Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yılan gibi
  • yılan gibi sokmak
  • yılanın kuyruğuna basmak

Birleşik Kelimeler: yılan balığı, yılanbaşı, yılan çıyan, yılan çiçeği, yılan derisi, yılandili, yılan gömleği, yılan hikâyesi, yılaniğnesi, yılan kavı, yılankavi, yılankemiği, yılan taşı, yılanyastığı, çıngıraklı yılan, gözlüklü yılan, karayılan, kör yılan, sağır yılan, ağaç yılanı, boa yılanı, deniz yılanı, katır yılanı, mercan yılanı, ok yılanı, su yılanı


YANLI


[isim]
  • Yandaş

Birleşik Kelimeler: çok yanlı, tek yanlı


YALIN


[isim] [halk ağzında]
  • Alev
[sıfat]
  • Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı)
[halk ağzında]
  • Çıplak, kınından çıkmış

    Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı. - Ercüment Ekrem Talu

Birleşik Kelimeler: yalın ad, yalın ayak, yalın cümle, yalın durum, yalıngöz, yalın hâl, yalın isim, yalın kat, yalın kelime, yalın kılıç, yalın sıfat, yalın tümce, yalın üslup, yalın yapıldak, yalın zaman, yalın zarf


LONCA (Kelime Kökeni: İtalyanca loggia)


[isim] [eskimiş]
  • Belli bir iş kolunda usta, kalfa ve çırakları içine alan dernek, korporasyon

    Bu iş için loncada, isim duası yapılır. - Samiha Ayverdi

Birleşik Kelimeler: lonca ustası, esnaf loncası


NAZLI


[sıfat]
  • Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı

    Nazlı mı nazlı, süzüm süzüm süzülen bir kız çocuğuydu. - Tarık Buğra

[zarf]
  • Üstüne titrenilerek, değer verilerek

    Ben çocukluğumdan beri gayet nazlı büyüdüm. - Peyami Safa


OYALI


[sıfat]
  • Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş

    Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

Birleşik Kelimeler: iğne oyalı


ZANLI


[sıfat] [hukuk]
  • Şüpheli

CANLI


[sıfat]
  • Canı olan, diri, yaşayan

    Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı. - Necati Cumalı

[isim]
  • Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan
[isim]
  • Canlı yayın
[zarf]
  • Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde

    Umut iyidir. İnsanı canlı ve güçlü tutar. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... canlısı (olmak)

Birleşik Kelimeler: canlı bomba, canlı canlı, canlı cenaze, canlı model, canlı müzik, canlı özdekçi, canlı resim, canlı yayın, ağırcanlı, dokuz canlı, etli canlı, iki canlı, it canlı, kanlı canlı, pek canlı, tez canlı, yedi canlı, arkadaş canlısı, dost canlısı, mal canlısı, para canlısı


AZILI


[sıfat]
  • Gözü bir şeyden yılmayan, azgın

    Kahveci hem kulampara hem de azılı bir katil olarak şöhretli biri olduğundan bu mekâna ayak basan pek olmuyordu. - Yusuf Atılgan

[mecaz]
  • Çok şiddetli, korkunç

    En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu


ACILI


[sıfat]
  • Acı katılmış olan

    Acılı tarhana.

[mecaz]
  • Acısı olan, kederli

    Pek acılı bir geçmişi bulunan roman kahramanım burada bütün dertlerinden kurtulur. - Adalet Ağaoğlu


ALICI


[isim]
  • Satın almak isteyen kimse, müşteri

    Sonra, mal satışı her şeyden önce bir organizasyon, bir alıcı ve pazar yerleri bulma işidir. - Nazım Hikmet

[sıfat]
  • Kendisine bir şey gönderilen kimse
[fizik]
  • Almaç
[sinema] [televizyon]
  • Kamera
[halk ağzında]
  • Azrail

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alıcı bulmak
  • alıcı çıkmak
  • alıcı gözüyle bakmak
  • alıcı kılığına girmek

Birleşik Kelimeler: alıcı kuş, alıcı ödemeli, az alıcı, can alıcı, gelin alıcı, göz alıcı, ışınım alıcısı, televizyon alıcısı


ILICA


[isim]
  • Sıcak su çıkan yer
[isim]
  • Erzurum iline bağlı ilçelerden biri

YONCA


[isim] [bitki bilimi]
  • Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı (Trifolium)

Birleşik Kelimeler: yonca yaprağı, acı yonca, ekşi yonca, sarıyonca, su yoncası


YANCI


[isim]
  • Kahvelerde oynanan oyunları seyreden ve bedavadan yiyip içen kimse
[askerlik]
  • Düşmana karşı ilerleyen bir kuvvetin yandan gelebilecek baskınlardan korunmak amacıyla oluşturduğu emniyet birliği