OVACIK ile Oluşan Kelimeler (OVACIK Kelime Türetme)



OVACIK harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. OVACIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ovacık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

OVACIK17

4 Harfli Kelimeler

AVCI14, CIVA14, KOVA11, KOCA8, OCAK8

3 Harfli Kelimeler

KOV10, OVA10, KAV9, ACI7, CIK7, AKI4

2 Harfli Kelimeler

AV8, OK3, AK2


AK


[isim]
  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [mecaz]
  • Temiz
[sıfat] [mecaz]
  • Dürüst
[sıfat] [mecaz]
  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı


OK


[isim]
  • Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
[matematik]
  • Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ok atmak
  • ok gibi (yerinden) fırlamak
  • ok yaydan (veya yayından) çıkmak

Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku


AKI


[isim] [fizik]
  • Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı


ACI


[isim]
  • Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı

    Acıyı sever.

[sıfat]
  • Tadı bu nitelikte olan

    Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem

    İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • Çarpıcı, göz alıcı (renk)
[sıfat] [mecaz]
  • Keskin, şiddetli

    Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal

[sıfat] [mecaz]
  • Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acı (veya acılar) görmek
  • acı acıyı keser, su sancıyı
  • acı çekmek (veya duymak)
  • acı gelmek
  • acı patlıcanı kırağı çalmaz
  • acısı çıkmak
  • acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
  • acısına dayanamamak
  • acısını almak
  • acısını almak
  • acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
  • acısını çekmek
  • acısını çıkarmak
  • acısını görmek
  • acısı ortaya çıkmak
  • acı söylemek
  • acı vermek

Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı


CIK


[ünlem] [halk ağzında]
  • "Yok, olmaz" anlamında kullanılan bir söz

KOCA


[isim]
  • Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç

    Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koca bulmak
  • kocaya gitmek
  • kocaya kaçmak
  • kocaya varmak
  • kocaya vermek

Birleşik Kelimeler: kara koca, karı koca

[sıfat]
  • Büyük, geniş

    Uyandığım zaman koca bir karaltı vardı önümüzde. - Azra Erhat

[mecaz]
  • Büyük, ulu

Birleşik Kelimeler: kocabaş, kocabaşı, koca bebek, kocakarı, koca koca, koca kuşluk, kocaoğlan, koca yemiş


OCAK


[isim]
  • Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer

    Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. - Halikarnas Balıkçısı

[tarih]
  • Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri
[mecaz]
  • Ev, aile, soy

    Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı. - Aka Gündüz

[halk ağzında]
  • Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ocağı batmak
  • ocağı kör kalmak
  • ocağına düşmek
  • ocağına incir (veya darı) dikmek (veya ekmek)
  • ocağını yeşertmek
  • ocağı sönmek
  • ocağı tütmek

Birleşik Kelimeler: ocakbaşı, ocakeşeği, ocak kaşı, ocak katı, ocak taşı, kör ocak, od ocak, acemi ocağı, aile ocağı, asker ocağı, aş ocağı, baba ocağı, bostancı ocağı, çay ocağı, deprem ocağı, elektrik ocağı, gaz ocağı, humbara ocağı, ispirto ocağı, kahve ocağı, kireç ocağı, kum ocağı, maden ocağı, parti ocağı, sağlık ocağı, taş ocağı


AV


[isim]
  • Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr

    Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü. - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]
  • Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ava çıkmak
  • ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
  • ava giden avlanır
  • av avlanmış, tav tavlanmış
  • av avlayanın, kemer bağlayanın
  • av vuranın değil, alanın

Birleşik Kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı


KAV


[isim]
  • Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
[halk ağzında]
  • Yılanın deri değiştirirken attığı deri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kav gibi

Birleşik Kelimeler: kav mantarı, yılan kavı

[isim]
  • İçki mahzeni

KOV


[isim] [halk ağzında]
  • Dedikodu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kov etmek

[isim] [halk ağzında]
  • Sivrisinek vb. hayvanların ısırmasından korunmak için vücuda sürülen özel sıvı

OVA


[isim]
  • Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmediği, geniş veya dar düzlük, yazı

    Birdenbire, ovaların sessizliği içinde dalga dalga yükselen bir türkü başladı. - Hamdullah Suphi Tanrıöver


KOVA


[isim]
  • Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap

    Suyu Pire Mahmut bir kovayla getirip kaptanın başından aşağı boşaltıyor. - Zeyyat Selimoğlu

[sıfat]
  • Bu kabın alacağı miktarda

    Mezarının etrafına toplanan fakirlerden biri balıksırtı yığılan toprağın üzerine iki kova su döktü. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[sıfat] [argo]
  • Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kova olmak

Birleşik Kelimeler: çöp kovası, merdivenkovası

[isim] [bitki bilimi]
  • Bataklıklarda yetişen bir tür saz, hasır otu
[isim] [gök bilimi]
  • Zodyak üzerinde Oğlak ile Balık arasında bulunan takımyıldızın adı

AVCI


[isim]
  • Avı kendine iş edinen kimse

    Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında. - Ayla Kutlu

[sıfat]
  • Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan)

    Avcı kuş. Avcı kedi.

[mecaz]
  • Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse

    Yıldız avcısı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • avcı ne kadar hile bilse ayı o kadar yol bilir

Birleşik Kelimeler: avcı çantası, avcı eri, avcı hattı, avcı kuş, avcı otu, avcı uçağı, gönül avcısı, kadın avcısı, sünger avcısı

[isim] [gök bilimi]
  • Gökyüzünün güneyinde bulunan bir takımyıldız, Cebbar, Orion

CIVA (Kelime Kökeni: Farsça cīve)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 80, atom ağırlığı 200,5, yoğunluğu 13,59 olan, donma noktası -38,8 °C olduğundan, normal sıcaklıkta sıvı olarak bulunan, gümüş renginde bir element (simgesi Hg)

    Kapıların birinden köpek havlamaları duyuluyor, diğerinden ise cıva kokan bir duman sızıyordu. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cıva gibi

Birleşik Kelimeler: havacıva, hava cıva


OVACIK


[isim]
  • Karabük iline bağlı ilçelerden biri