Oku ile Başlayan Kelimeler



OKU ile başlayan 33 kelime bulunuyor. Başında OKU olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Oku ile biten kelimeler. İçinde oku olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

OKURYAZARLIK20

10 Harfli Kelimeler

OKUYUCULUK20, OKULLAŞMAK16, OKUTTURMAK14, OKUTMANLIK14

9 Harfli Kelimeler

OKUMUŞLUK17, OKURYAZAR16, OKUNAKSIZ16, OKULLAŞMA15, OKUTULMAK13, OKUTTURMA13, OKUNULMAK13

8 Harfli Kelimeler

OKUTULMA12, OKUNULMA12, OKUNAKLI11

7 Harfli Kelimeler

OKUYUCU16, OKULDAŞ14, OKUNMAK10, OKUTMAK10, OKUTMAN10

6 Harfli Kelimeler

OKUYUŞ14, OKUMUŞ13, OKUTUŞ12, OKUNUŞ12, OKUTMA9, OKUNTU9, OKUNMA9, OKUMAK9, OKULLU9

5 Harfli Kelimeler

OKUMA8, OKUME8

4 Harfli Kelimeler

OKUL6, OKUR6


OKUL


[isim]
  • Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep

    Ayça okulla ilgili bir şeyler anlatıyor, yarım yamalak duyuyorum. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuldan ayrılmak
  • okulu asmak (veya kırmak)

Birleşik Kelimeler: okul çocuğu, okul kaçağı, okul kooperatifi, okul öncesi, okul sonrası, okullar arası, etkin okul, ilkokul, kardeş okul, karma okul, ortaokul, özel okul, teknik okul, yüksekokul, anaokulu, halk okulu, harp okulu, hayat okulu, sanat okulu, şoför okulu, yatılı bölge okulu, yaz okulu


OKUR


[isim]
  • Okuyan kimse, okuyucu, kari

    Bu iki yazar, çok okuru olmanın tadını çıkarmasını da bilmişlerdir. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: okuryazar


OKUMA


[isim]
  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması


OKUME (Kelime Kökeni: Latince)


[isim] [bitki bilimi]
  • Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)

OKUTMA


[isim]
  • Okutmak işi

    Ertesi gün onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi. - Halide Edip Adıvar


OKUNTU


[isim] [halk ağzında]
  • Küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı

OKUNMA


[isim]
  • Okunmak işi

    Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır. - Orhan Veli Kanık


OKUMAK


[-i]
  • Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

    Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

    Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek

[nesnesiz]
  • Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

    Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]
  • Sesli olarak söylemek

    Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]
  • Bir şeyin anlamını çözmek

    Şifre okumak.

[mecaz]
  • Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

    Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Değerlendirmek
[nesnesiz] [argo]
  • Sövmek, küfretmek
[halk ağzında]
  • Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuyup üflemek


OKULLU


[isim]
  • Bir okula devam eden kimse, öğrenci

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okullu olmak


OKUNMAK


[nesnesiz]
  • Okuma işine konu olmak

    Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti. - Sermet Muhtar Alus

[mecaz]
  • Belli olmak, açıkça görünmek

    Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[halk ağzında]
  • Davet edilmek, çağrılmak

OKUTMAK


[-i]
  • Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak

    Babamın beni büyük kentte okutacak parası olmadığı için öğretmen olmuştum. - Nezihe Meriç

[nesnesiz]
  • Okuma işini yaptırmak

    Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek

    Lisede İngilizce okutuyor.

[argo]
  • Satarak elinden çıkarmak

    Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut, dedi. - Sait Faik Abasıyanık


OKUTMAN


[isim]
  • Üniversitede yabancı dil, Türkçe ve inkılap tarihi gibi ortak, zorunlu dersleri öğretmek için görevlendirilen, uygulamalı çalışmaları yöneten öğretim elemanı, lektör

OKUNAKLI


[sıfat]
  • Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen (yazı)

    Eksik olmasın, bizim vergi dairelerinden okunaklı makbuz alınmaz. - Burhan Felek


OKUTULMA


[isim]
  • Okutulmak işi

OKUNULMA


[isim]
  • Okunulmak işi