NEVBAHAR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



NEVBAHAR harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli NEVBAHAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAVA14, VAHA14, VEBA12, AVAR10, ENVA10, HEBA10, NEVA10, REVA10, VENA10, VANA10, AHAR8, HANE8, HARA8, HARE8, NARH8, REHA8, ABRA6, BARA6, BANA6, BERN6, NARA4


NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)


[isim]
  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)


ABRA


[isim] [halk ağzında]
  • Dara
[mecaz]
  • Angarya, yük

BARA


[isim] [fizik]
  • Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışların toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuk veya lama

BANA


[zamir]
  • Ben zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bana bak!
  • bana da ... demesinler
  • bana dokunmayan yılan bin yaşasın
  • bana mısın dememek

Birleşik Kelimeler: dokunmabana


AHAR


[isim] [eskimiş]
  • Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım

HANE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāne)


[isim]
  • Ev, konut
[matematik]
  • Basamak
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri

Birleşik Kelimeler: abdesthane, ameliyathane, aşhane, balhane, balıkhane, baruthane, basmahane, batakhane, bekârhane, bendehane, berhane, besihane, bıçkıhane, birahane, bitirimhane, boyahane, bozahane, böcekhane, bulaşıkhane, buzhane, cambazhane, cephane, çalgıhane, çamaşırhane, çayhane, çekiçhane, çelikhane, çiftehane, çilehane, darphane, defterhane, dershane, devlethane, dikimhane, divanhane, Divanhane, doğumhane, dokumahane, dökümhane, fakirhane, ferhane, fetvahane, fişekhane, fotoğrafhane, gasilhane, gazhane, gusülhane, güderihane, haddehane, hahamhane, halvethane, hapishane, haşhaşhane, hayalhane, helvahane, humbarahane, ıslahhane, ibadethane, idarehane, imalathane, imarethane, inekhane, ipekhane, iplikhane, kademhane, kahvehane, kalavrahane, kalayhane, kalhane, kasaphane, kayıkhane, kaynakhane, kerhane, kesimhane, keşişhane, kılıçhane, kıraathane, kiremithane, kirişhane, klişehane, konsoloshane, kuluçkahane, kumarhane, kumbarahane, kuşhane, kütüphane, mahpushane, mantarhane, mapushane, marangozhane, mehterhane, memişhane, Mevlevihane, meyhane, misafirhane, miskinhane, muayenehane, mumhane, muvakkithane, mücellithane, mühendishane, mürettiphane, nakkarhane, nekahethane, nezarethane, patrikhane, peynirhane, piskoposhane, rasathane, saadethane, sabunhane, salhane, saraçhane, sebilhane, sefarethane, semahane, sırmakeşhane, silahhane, süthane, şaphane, Şaphane, şaraphane, şifahane, şişhane, tabakhane, tahaffuzhane, talimhane, tamirhane, tasfiyehane, tavhane, telgrafhane, tembelhane, teneffüshane, tephirhane, terkiphane, terzihane, teşrihhane, tevkifhane, tımarhane, ticarethane, tophane, tüfekhane, umumhane, vaftizhane, yağhane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, yetimhane, yoğurthane, mülahazat hanesi


HARA (Kelime Kökeni: Fransızca haras)


[isim]
  • Atların yetiştirildiği ve bakımlarının yapıldığı, hayvanların rahatça hareket etmelerini sağlayan alanların bulunduğu tesis

    Karacabey harası.

[isim] [eskimiş]
  • Hare

HARE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāre)


[isim] [eskimiş]
  • Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır

    Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak. - Oktay Rifat


NARH (Kelime Kökeni: Farsça nirḫ)


[isim] [ticaret]
  • Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle temel ihtiyaç maddeleri için resmî makamlarca belirlenen ve her yerde geçerli olan fiyat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • narh koymak


REHA (Kelime Kökeni: Farsça rehā)


[isim] [eskimiş]
  • Kurtuluş, kurtulma

AVAR


[isim]
  • Kuzeydoğu Kafkasya'da, Dağıstan Federe Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halk
[isim]
  • III-V. yüzyıllar arasında Moğolistan'da, VI-IX. yüzyıllar arasında Orta Avrupa'da yaşamış bir halk

ENVA (Kelime Kökeni: Arapça envāʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Türler, çeşitler

Birleşik Kelimeler: envaiçeşit, envaitürlü


HEBA (Kelime Kökeni: Arapça hebāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • heba etmek
  • heba olmak


NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)


[isim] [eskimiş]
  • Ses, ahenk, nağme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi

Birleşik Kelimeler: nevabuselik


REVA (Kelime Kökeni: Farsça revā)


[sıfat]
  • Yakışır, yerinde, uygun

    Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim? - Şarkı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reva görmek