Nev ile Başlayan Kelimeler



NEV ile başlayan 23 kelime bulunuyor. Başında NEV olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nev kelimesinin anlamı nedir? Nev ile biten kelimeler. İçinde nev olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

NEVŞEHİRLİLİK26

12 Harfli Kelimeler

NEVYUNANİLİK21

11 Harfli Kelimeler

NEVABUSELİK21

10 Harfli Kelimeler

NEVŞEHİRLİ23, NEVRASTENİ17

9 Harfli Kelimeler

NEVRALJİK24

8 Harfli Kelimeler

NEVRALJİ23, NEVŞEHİR21, NEVBAHAR20, NEVROPAT19, NEVRESİM16

7 Harfli Kelimeler

NEVAZİŞ19, NEVAZİL16, NEVESER14

6 Harfli Kelimeler

NEVRUZ16, NEVROZ16, NEVZAT15, NEVTON13, NEVMİT13, NEVALE12

5 Harfli Kelimeler

NEVİR11

4 Harfli Kelimeler

NEVA10

3 Harfli Kelimeler

NEV9


NEV (Kelime Kökeni: Arapça nevʿ)


[isim]
  • Çeşit, cins, tür

    Bu kadının hastalığı, isterinin çok şiddetli bir nevidir. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: nevi şahsına münhasır, bir nevi


NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)


[isim] [eskimiş]
  • Ses, ahenk, nağme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi

Birleşik Kelimeler: nevabuselik


NEVİR (Kelime Kökeni: Arapça nevr)


[isim] [halk ağzında]
  • Yüzün rengi, bet beniz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nevri dönmek


NEVALE (Kelime Kökeni: Arapça nevāle)


[isim]
  • Azık

    Halk sırtlarında heybeleri, ellerinde nevale sepetleriyle vapura girdi. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nevaleyi (veya nevalesini) düzmek

Birleşik Kelimeler: soğuk nevale


NEVTON (Kelime Kökeni: İngilizce newton)


[isim] [fizik]
  • Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kilogram olan cisme saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi

NEVMİT (Kelime Kökeni: Farsça nevmīd)


[sıfat] [eskimiş]
  • Umutsuz, çaresiz
[zarf]
  • Umutsuz, çaresiz bir biçimde

    Bir kısmı geceyi burada geçirmek zaruri olduğu kanaatinde idi, ona göre bir şey yapalım, ateş yakalım diye, nevmit ve şaşkın söyleniyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nevmit olmak


NEVESER (Kelime Kökeni: Farsça nev + Arapça es̱er)


[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde birleşik bir makam

NEVZAT (Kelime Kökeni: Farsça nevzād)


[isim] [eskimiş]
  • Yeni doğan çocuk

NEVRESİM (Kelime Kökeni: Farsça nev + Arapça resm)


[isim]
  • Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf

NEVAZİL (Kelime Kökeni: Arapça nevāzil)


[isim] [eskimiş] [tıp]
  • Nezle

    Sabah erkenden ayaza çıkarsan nevazil olursun... - Burhan Felek


NEVRUZ (Kelime Kökeni: Farsça nev + rūz)


[isim]
  • Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
[bitki bilimi]
  • Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
[bitki bilimi]
  • Nevruz otu

Birleşik Kelimeler: Nevruz Bayramı, nevruz otu


NEVROZ (Kelime Kökeni: Fransızca névrose)


[isim] [ruh bilimi]
  • Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce

NEVRASTENİ (Kelime Kökeni: Fransızca neurasthénie)


[isim] [ruh bilimi]
  • Baş ağrıları, sindirim güçlükleri vb. fiziksel rahatsızlıklar ve ruhsal görevlerde gevşeme ve bitkinlik biçiminde görülen, sinirsel güçlerin zayıflamasından doğan nevroz, sinir argınlığı

    Mefkûre birdenbire kaybolmayıp yavaş yavaş zayıflarsa şeker hastalığı, nevrasteni, isteri başlarmış. - Ömer Seyfettin


NEVROPAT (Kelime Kökeni: Fransızca névropathe)


[isim] [ruh bilimi]
  • Sinir hastası

NEVAZİŞ (Kelime Kökeni: Farsça nevāziş)


[isim] [eskimiş]
  • İltifat, gönül alma, okşama

    Vaktiyle en tatlı iltifatları, en sıcak nevazişleri ondan işittim. - Orhan Seyfi Orhon