NEMRUTLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



NEMRUTLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 74 kelime bulunuyor. 6 harfli NEMRUTLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KUŞMAR11, MEŞRUT11, MEŞKUR11, MENŞUR11, MAŞUKA11, MATRUŞ11, ULAŞMA11, KUŞANE10, KUŞLAR10, KARTUŞ10, KAŞMER10, MANŞET10, ŞUNLAR10, TAŞMAK10, TEMAŞA10, AŞERAT9, AŞKALE9, KAŞANE9, MAMURE9, MEMLUK9, MERKUM9, ŞALTER9, ŞENAAT9, ANAMUR8, KURAMA8, KUMRAL8, METRUK8, MUTLAK8, MUTENA8, MUKAAR8, MURANA8, MAKULE8, MAKTUL8, MANUEL8, MENKUL8, NUMARA8, NEMRUT8, RULMAN8, REKTUM8, UTANMA8, ULAMAK8, UNLAMA8, ULANMA8, ARTMAK7, AKAMET7, AMETAL7, ALAMET7, ELAMAN7, KAMERA7, KATMAN7, KATMER7, MALKAR7, MAKTEL7, MARKET7, MANTAR7, MAKALE7, MERKAT7, MATRAK7, NAMERT7, NATURA7, REKLAM7, TERMAL7, TEKMAN7, AKARET6, ALATEN6, KANTAR6, KARTAL6, KARTEL6, KARATE6, KERATA6, KENTAL6, KATRAN6, NEKTAR6, TANKER6


AKARET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāret)


[isim] [eskimiş]
  • Akar

    Başladı her ay akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya. - Ercüment Ekrem Talu


ALATEN


[sıfat] [halk ağzında]
  • Cüzzamlı

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)


[isim]
  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
[eskimiş]
  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı


KARTAL


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

    Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı

[isim]
  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

KARTEL (Kelime Kökeni: Fransızca cartel)


[isim] [ekonomi]
  • Tekelci sermaye piyasasında, birtakım ticaret, üretim kuruluşlarının, genellikle kazanma veya başka kuruluşlara karşı tutunabilme vb. amaçlarla aralarında kurdukları dayanışma birliği
[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde içlerine içme suyu konulan, ortası basık, küçük fıçı

KARATE (Kelime Kökeni: Japonca)


[isim]
  • Ayak ve yumruk vuruşları üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüş yöntemi

KERATA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Karısı tarafından aldatılan erkek

KENTAL (Kelime Kökeni: Fransızca quintal)


[isim] [matematik]
  • 100 kilogramlık ağırlık ölçü birimi

KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)


[isim] [kimya]
  • Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde

    Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
  • katran gibi
  • katranı kaynatsan olur mu şeker?

Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı


NEKTAR (Kelime Kökeni: Fransızca nectar)


[isim]
  • Meyvenin özü
[bitki bilimi]
  • Bal özü

TANKER (Kelime Kökeni: Fransızca tanker)


[isim]
  • Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ, şarap vb. sıvı maddeleri taşıyan gemi veya kamyon

Birleşik Kelimeler: su tankeri


ARTMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük heybe
[nesnesiz]
  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu


AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)


[isim] [eskimiş]
  • Kısırlık, verimsizlik
[mecaz]
  • Başarısızlık, sonuçsuzluk

    Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akamete uğramak


AMETAL (Kelime Kökeni: Fransızca amétale)


[isim] [kimya]
  • Metal olmayan element

    Klor, fosfor, oksijen ametaldir.


ALAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāmet)


[isim]
  • Belirti, işaret, iz, nişan

    İnsanlığın belli bir sonuca yöneldiğini gösterir hiçbir alamet yok. - Cemil Meriç

[mecaz]
  • Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

Birleşik Kelimeler: alametifarika, kıyamet alameti