NAKLİYATÇILIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



NAKLİYATÇILIK harflerini içeren 7 harfli 68 kelime bulunuyor. 7 harfli NAKLİYATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYLIKÇI14, KIYAKÇI14, KAYIKÇI14, YAKITÇI14, AYLAKÇI13, AYAKÇIN13, KAYAKÇI13, YATAKÇI13, ANLIKÇI12, ATÇILIK12, AÇIKLIK12, ÇALINTI12, ÇALILIK12, ÇAKILLI12, ÇAKILTI12, ÇAKINTI12, ÇATKILI12, KAÇINIK12, KAÇINTI12, KALITÇI12, TIKAÇLI12, AYLIKLI11, AYNILIK11, AYIKLIK11, AÇIKTAN11, ANAÇLIK11, ALÇALTI11, ÇANTALI11, ÇATALLI11, İLAÇLIK11, KALÇALI11, KAYINTI11, KAYITLI11, NALÇALI11, YANILTI11, YANKILI11, YANITLI11, YAKINTI11, AYNALIK10, AYAKLIK10, İNKIYAT10, KALAYLI10, KAYALIK10, LAKAYIT10, NALAYIK10, TAYALIK10, YANAKLI10, YAKALIK10, YATAKLI10, ANIKLIK9, ALTILIK9, ALIKLIK9, ALINLIK9, AKLİYAT9, İTALYAN9, KANITLI9, KALINTI9, KAKINTI9, KATIKLI9, KATILIK9, KATKILI9, LİYAKAT9, TIKANIK9, ANLAKLI8, ATAKLIK8, KANATLI8, TAKINAK8, ALKALİK7


ALKALİK (Kelime Kökeni: Fransızca alcalique)


[sıfat] [kimya]
  • İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit

ANLAKLI


[sıfat]
  • Zeki

ATAKLIK


[isim]
  • Atak olanın durumu veya atak bir biçimde yapılan iş, davranış, cüret

    Kara Yusuf ve arkadaşlarındaki ataklık halkı sarıyor. - Tarık Buğra


KANATLI


[sıfat]
  • Kanadı olan

    Senelerden beri leylek görmüyorum. Hatta bu kanatlı yaz seyyahlarının son senelerde İstanbul'a rağbetleri az. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: eş kanatlı


TAKINAK


[isim] [ruh bilimi]
  • Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce

ANIKLIK


[isim]
  • Uyanıklık

ALTILIK


[sıfat]
  • Altısı bir arada, altı taneden oluşmuş

Birleşik Kelimeler: onaltılık


ALIKLIK


[isim]
  • Alık olma durumu, belahet

ALINLIK


[isim] [halk ağzında]
  • Kadınların alınlarına taktıkları altın veya gümüşten süs eşyası

AKLİYAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyyāt)


[isim] [eskimiş]
  • Akıl yolu ile kazanılan bilgiler

İTALYAN (Kelime Kökeni: Fransızca italien)


[isim]
  • İtalya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

KANITLI


[sıfat]
  • Kanıtla gösterilmiş, müdellel

KALINTI


[isim]
  • Artıp kalan şey, bakiye
[mecaz]
  • Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey

    Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner


KAKINTI


[isim] [halk ağzında]
  • Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse

KATIKLI


[sıfat]
  • İçinde katık bulunan

Birleşik Kelimeler: katıklı aş