MÜZAHREFAT Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



MÜZAHREFAT harflerini içeren 3 harfli 42 kelime bulunuyor. 3 harfli MÜZAHREFAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAF13, FAZ12, TÜF11, HAZ10, AFT9, FER9, FAR9, HÜR9, RAF9, TÜH9, TEF9, HEM8, HAM8, AHA7, HER7, HAR7, HAT7, ZEM7, ZAM7, ARZ6, AZA6, EZA6, TÜM6, TEZ6, ZER6, ZAT6, ZAR6, TÜR5, ÜRE5, AMA4, MET4, MAT4, RAM4, TAM4, TEM4, ARA3, ART3, ATA3, ATE3, RET3, TAR3, TER3


ARA


[isim]
  • İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
[sinema] [tiyatro]
  • Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt
[spor]
  • Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
[spor]
  • Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arada çıkarmak
  • arada kalmak
  • arada kaynamak
  • aradan çekilmek
  • aradan çıkarmak
  • aradan çıkmak
  • aradan kaldırmak
  • aradan sıyrılmak
  • araları limoni olmak
  • aralarına kara kedi girmek
  • aralarında dağlar kadar fark olmak
  • aralarındaki buzları eritmek
  • aralarından kara kedi geçmek
  • aralarından su sızmamak
  • araları şekerrenk (veya serin) olmak
  • arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
  • arası geçmeden
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arasına (veya aralarına) karışmak
  • arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
  • arasını (veya aralarını) bulmak
  • arası olmamak
  • arası soğumak
  • ara vermeden
  • ara vermek
  • araya (veya aralarına) soğukluk girmek
  • araya almak
  • araya girmek
  • araya gitmek
  • araya kaynayıp gitmek
  • araya koymak
  • araya vermek
  • arayı açmak
  • arayı soğutmak
  • arayı yapmak

Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık


ART


[isim]
  • Arka, geri

    Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. - Tarık Buğra

[sıfat]
  • Arkada bulunan

    Art damak ünsüzü. Art teker.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ardı arası (veya arkası) kesilmemek (veya gelmemek)
  • ardı kesilmemek
  • ardına (veya arkasına) düşmek
  • ardına kadar açık
  • ardından atlı kovalamak
  • ardından gitmek
  • ardından sapan taşı yetişmez
  • ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz
  • ardını almak (veya getirmek)
  • ardını bırakmamak
  • ardını kesmek
  • art eteğinde namaz kılmak

Birleşik Kelimeler: art alan, art arda, art avurt, art bölge, art damak, art düşünce, art elden, art niyet, art oda, art teker, art yetişim, art zamanlı, iğne ardı, ardı ardına, ardı sıra, artsız arasız


ATA


[isim]
  • Baba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atadan babadan görmek
  • ata dostu oğla mirastır
  • atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
  • atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
  • ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
  • atasını tanımayan Allah'ını tanımaz

Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü


ATE


[sıfat] [felsefe]
  • Tanrıtanımaz

RET (Kelime Kökeni: Arapça redd)


[isim]
  • Uygun bulmama, geri çevirme, kabul etmeme

    Dostundan ve ötekilerden kuvvetli bir ret bekliyordu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: reddedilmek, reddetmek, reddeylemek, reddihâkim, reddimiras, reddolunmak


TAR


[isim]
  • Doğu Anadolu ile Azerbaycan'da çalınan bir çalgı türü

TER


[isim]
  • Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı, arak (I)

    O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ter alıştırmak
  • ter atmak
  • ter basmak
  • ter boşanmak
  • ter dökmek
  • tere batmak
  • terini soğutmak

Birleşik Kelimeler: ter bezi, alın teri, ayak teri, ecel teri


ÂMÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)


[sıfat]
  • Görme engelli
[bağlaç]
  • Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin

    Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ama ne
  • aması maması yok!
  • aması var


MET (Kelime Kökeni: Arapça medd)


[isim] [coğrafya]
  • Kabarma

    Bir met zamanı gökyüzü kurşunla örtülü / Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: metcezir

[isim]
  • Çelik çomak oyununda kullanılan değnek parçası

MAT (Kelime Kökeni: Farsça māt)


[isim]
  • Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mat etmek
  • mat olmak

Birleşik Kelimeler: şah mat

[sıfat]
  • Parlak olmayan, donuk

Birleşik Kelimeler: ipek matı


RAM (Kelime Kökeni: Farsça rām)


[sıfat] [eskimiş]
  • Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ram etmek
  • ram olmak


TAM (Kelime Kökeni: Arapça tāmm)


[sıfat]
  • Eksiksiz, kesintisiz

    Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım. - Aka Gündüz

[zarf]
  • Tıpkı

    Tam istediğim gibi davrandın.

[zarf]
  • O sırada, o anda

    Tam mağazaya girecekken arkadaşım çağırdı.

[mecaz]
  • Gerçek, kusursuz

    Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü. - Orhan Seyfi Orhon

[mecaz]
  • Ehliyetli, yetkin
[isim] [argo]
  • Amerikan doları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tam adamına çatmak
  • tam adamını bulmak (veya adamına düşmek)
  • tam gelmek (veya olmak)
  • tam maaşla tekaüt (veya emekli)
  • tam üstüne basmak

Birleşik Kelimeler: tam açı, tam algı, tam altın, tam anlamıyla, tam asalak, tam bakım, tam bilet, tam bölen, tam ekmek, tam er, tam gaz, tam gün, tam kafiye, tamkare, tam manasıyla, tam mesai, tam not, tam otomatik, tam pansiyon, tam sayı, tam sırası, tam siper, tamtakır, tam tamına, tam tarife, tam yol, aklı tam ayar, ortak tam bölen, tamı tamına


TEM (Kelime Kökeni: Fransızca thème)


[isim] [edebiyat]
  • Tema

TÜR


[isim]
  • Çeşit, cins

    Yazı türleri.

[biyoloji]
  • Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr

    Aslan ve insan türleri.

[felsefe]
  • Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram

    Parça bütünün, cins türün yerine geçti mi daralma olur. Hayvan canlı varlık karşısında türdür, aslan karşısında cinstir.

[sıfat]
  • Türlü

    Bu tür davranışlar iyi değildir.

Birleşik Kelimeler: alt tür, kelime türü, nazım türü, sözcük türü


ÜRE (Kelime Kökeni: Fransızca urée)


[isim] [kimya]
  • Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde