MÜSTECİR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MÜSTECİR harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli MÜSTECİR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

TÜMCE11, ÜCRET10, CÜRET10, CESİM10, MERCİ9, RECİM9, SÜMER9, SÜRME9, TİMÜS9, TECİM9, MÜRİT8, SÜTRE8, ÜREMİ8, İSMET7, İSTEM7, METİS7, MERSİ7, RESMİ7, RESİM7, SİTEM7, SERİM7, İSTER6, SETİR6, TESRİ6, TESİR6, TERİM6


İSTER


[isim]
  • Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
[bağlaç]
  • Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz

    İster gitsin ister kalsın.

Birleşik Kelimeler: ister istemez


SETİR (Kelime Kökeni: Arapça setr)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyi örtme, gizleme

Birleşik Kelimeler: setretmek, setriavret


TESRİ (Kelime Kökeni: Arapça tesrīʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Çabuklaştırma, hızlandırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tesri etmek


TESİR (Kelime Kökeni: Arapça teʾs̱īr)


[isim]
  • Etki

    Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tesir bırakmak
  • tesir etmek
  • tesirini göstermek

Birleşik Kelimeler: yan tesir


TERİM


[isim]
  • Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah

    Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mantık]
  • Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
[matematik]
  • Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
[matematik]
  • Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
[matematik]
  • Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

Birleşik Kelimeler: terim bilimi, terimler dizgesi, büyük terim, küçük terim, orta terim, bir terimli, çok terimli, iki terimli


İSMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣmet)


[isim] [eskimiş]
  • Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik

Birleşik Kelimeler: harimiismet


İSTEM


[isim]
  • Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
[ruh bilimi]
  • İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi

METİS (Kelime Kökeni: Fransızca métis)


[sıfat] [biyoloji]
  • Melez

RESMÎ (Kelime Kökeni: Arapça resmī)


[sıfat]
  • Devletin olan, devlete ait, devletle ilgili, özel karşıtı

    Bulunduğumuz yer resmî bir dairenin bürosudur. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Samimi olmayan, teklifli, ciddi

    Kâmuran hemen hemen resmî tavırla hafifçe eğildi. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: resmî bayram, resmî dil, resmî elbise, resmî giysi, resmî nikâh, yarı resmî


RESİM (Kelime Kökeni: Arapça resm)


[isim]
  • Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri

    Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı. - Tarık Buğra

[hukuk]
  • Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç

    Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • resim almak
  • resim çekmek (veya çıkarmak)
  • resim gibi

Birleşik Kelimeler: resim yazı, resmetmek, resmigeçit, resmikabul, baskı resim, cam resim, canlı resim, çıplak resim, çizgi resim, dağlama resim, gölgeli resim, ıstampa resim, kazıma resim, net resim, nevresim, robot resim, saydam resim, temsilî resim, vesikalık resim, yakma resim, atölye resmi, demir resmi, duvar resmi, geçit resmi, işgaliye resmi, kabul resmi, mağara resmi, palamar resmi, tellaliye resmi


SİTEM (Kelime Kökeni: Farsça sitem)


[isim]
  • Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme

    Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sitemde bulunmak
  • sitem etmek


SERİM


[isim]
  • Serme işi
[edebiyat]
  • Oyun, roman, hikâye, masal vb. anlatı türlerinde kişilerin ve çevrenin tanıtıldığı, konunun, olayın anlatılmaya başlandığı bölüm

MÜRİT (Kelime Kökeni: Arapça murīd)


[isim]
  • Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse

    Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür. - Ahmet Hamdi Tanpınar


SÜTRE (Kelime Kökeni: Arapça sutre)


[isim]
  • Perde, örtü
[askerlik]
  • Düşman gözünden ve ateşinden korunmaya yarar doğal veya yapma siper

ÜREMİ (Kelime Kökeni: Fransızca urémie)


[isim] [tıp]
  • Ürenin idrarla çıkmayıp kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık