MÜREKKEPLENME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



MÜREKKEPLENME harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli MÜREKKEPLENME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Mürekkeplenme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Mürekkeplenme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

LÜMPEN13, KEPMEK11, MERKEP11, PEREME11, PELEME11, KEPENK10, PELENK10, KÜREME9, ÜNLEME9, ÜREMEK9, ÜRKMEK9, EMLEME8, MELEME8, EKLEME7, ENEMEK7, ELEMEK7, ELENME7, KERMEN7, KELEME7, KEMERE7, KEKEME7, MELEKE7, EKENEK6


EKENEK


[isim]
  • Mezra

    Ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır. - Memduh Şevket Esendal


EKLEME


[isim]
  • Eklemek işi
[sıfat]
  • Eklenmiş

Birleşik Kelimeler: ekleme dişi


ENEMEK


[-i]
  • İğdiş etmek

ELEMEK


[-i]
  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

[mecaz]
  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak
[spor]
  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek

ELENME


[isim]
  • Elenmek işi
[spor]
  • Yenilen oyuncu veya takımın yarışmalardan çıkması

KERMEN


[isim] [tarih]
  • Kale

KELEME


[sıfat] [halk ağzında]
  • Sürülmeden bırakılmış (tarla)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleme olmak


KEMERE (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri

KEKEME


[sıfat]
  • Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke, kekeç

    Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan. - Memduh Şevket Esendal


MELEKE (Kelime Kökeni: Arapça meleke)


[isim]
  • Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık

    Bütün melekelerim yerinde olduğu hâlde kendimde değildim. - Necip Fazıl Kısakürek

[ruh bilimi] [felsefe]
  • Yeti

EMLEME


[isim]
  • Emlemek işi

MELEME


[isim]
  • Melemek işi
[sıfat] [halk ağzında]
  • Ağırkanlı, rahatına düşkün

KÜREME


[isim]
  • Küremek işi

ÜNLEME


[isim]
  • Ünlemek işi

ÜREMEK


[nesnesiz]
  • Canlı, doğup çoğalmak

    Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çoğalmak, artmak

    Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.