MUKAVEMETÇİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MUKAVEMETÇİ harflerini içeren 5 harfli 50 kelime bulunuyor. 5 harfli MUKAVEMETÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇEVİK14, MEVUT13, VAKUM13, İVMEK12, KAVİM12, KAVMİ12, KAVUT12, MEVTA12, MEVKİ12, TAVUK12, TEVKİ11, TEVEK11, TAVİK11, VAKİT11, ÇİMME10, EMMEÇ10, UÇMAK10, ÇİMEK9, ÇİTME9, ÇEKEM9, ÇEKİM9, ÇEKME9, İÇMEK9, ETÇİK8, MUKİM8, MAMUT8, TEKÇİ8, UMMAK8, EMMEK7, İTMAM7, İMAME7, KETUM7, MUTKİ7, MAKTU7, MEMAT7, MATEM7, TAMİM7, UTMAK7, AKEMİ6, ETMEK6, EMTİA6, İTMEK6, İKAME6, KAMET6, KAİME6, MAKET6, TAMİK6, TAKİM6, TEMEK6, TEKME6


AKEMİ


[isim]
  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

ETMEK


[nesnesiz]
  • Bir işi yapmak

    Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. - Haldun Taner

[-i]
  • Bulmak, erişmek

    Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. - Refik Halit Karay

[-i] [-den]
  • Birini bir şeyden yoksun bırakmak
[-e]
  • Küçük veya büyük abdestini yapmak

    Çocuk altına etti.

[eskimiş]
  • Demek, söylemek

    Emrah eder düştüm dile / Bülbül figan eder güle - Erzurumlu Emrah

Ata Sözleri ve Deyimler

  • edememek
  • eden bulur, inleyen ölür
  • etme (veya etme yahu)
  • etmediğini bırakmamak (veya komamak)
  • etme eyleme
  • ettiği hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek
  • ettiğini bulmak (veya çekmek)
  • ettiğini yanına bırakmamak
  • ettiği yanına (kâr) kalmak
  • ettiğiyle kalmak


EMTİA (Kelime Kökeni: Arapça emtiʿa)


[isim] [eskimiş] [ticaret]
  • Mal

İTMEK


[-i]
  • Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek

    Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. - Halide Edip Adıvar

[fizik]
  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı

    Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.


İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)


[isim] [eskimiş]
  • Yerine koyma, yerine kullanma
[sıfat]
  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal


KAMET (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmet)


[isim] [eskimiş]
  • Boy, endam

    Gür beyaz saçları, dik kameti, vakur yürüyüşü ile gören çarşı esnafı saygı ile selamlarlar. - Haldun Taner

[isim] [din bilgisi]
  • Farz olan namazdan önce okunan iç ezan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamet getirmek
  • kameti artırmak


KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)


[isim] [eskimiş]
  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.


MAKET (Kelime Kökeni: Fransızca maquette)


[isim]
  • Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği

    Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: maket bıçağı


TAMİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Derinleştirme

TAKİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿḳīm)


[isim] [eskimiş]
  • Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma

TEMEK


[isim] [halk ağzında]
  • Ahırdaki gübreyi dışarı atmak için kullanılan kapaklı veya kapaksız delik, pencere

TEKME


[isim]
  • Ayakla vuruş

    Kondulardan birinin duvarını tekmeyle yıkan bir yıkımcı, topal bir kadından ilk darbeyi yedi. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekme atmak (veya vurmak)
  • tekme tokat girişmek
  • tekme yemek


EMMEK


[-i]
  • Dudak, dil ve soluk yardımıyla bir şeyi içine çekmek, somurmak

    Çanağımdaki köpüklü sütü emer gibi içeceğim. - Sait Faik Abasıyanık

[fizik]
  • Soğurmak

    Toprak suyu emdi.

[argo]
  • Uzun süre yararlanmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emdiği (helal) süt haram olmak
  • emdiği sütü burnundan getirmek


İTMAM (Kelime Kökeni: Arapça itmām)


[isim] [eskimiş]
  • Bitirme, tamamlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itmam etmek


İMAME (Kelime Kökeni: Arapça ʿimāme)


[isim]
  • Tespihlerin baş tarafına geçirilen uzunca parça