MUKADDESATÇILIK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



MUKADDESATÇILIK harflerini içeren 8 harfli 51 kelime bulunuyor. 8 harfli MUKADDESATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DUDAKSIL15, MUSADDAK15, MUKADDES15, ÇIKILMAK14, ÇIKILAMA14, ÇAKILDAK14, MUTLAKÇI14, SUÇLAMAK14, SAÇILMAK14, SAÇMALIK14, ÇITLAMAK13, ÇAKILMAK13, ÇAKMAKLI13, ÇATKILIK13, ÇATILMAK13, ÇATIKLIK13, DAMAKSIL13, KAÇILMAK13, TADIMLIK13, DAMATLIK12, KISALTIM12, KISILMAK12, KALTAKÇI12, SIKMALIK12, SIKILMAK12, SIKILAMA12, SITMALIK12, SATIMLIK12, AKITMALI11, ISLATMAK11, KISALMAK11, KISALTMA11, KUTSAMAK11, KATIMLIK11, KASILMAK11, MAKSATLI11, MESKUKAT11, SULATMAK11, SALKIMAK11, SATILMAK11, TIKILMAK11, TIKAMALI11, TISLAMAK11, KITLAMAK10, KUTLAMAK10, KESATLIK10, KATILMAK10, SAKULETA10, SAKATLIK10, TIKLAMAK10, TAKILMAK10


KITLAMAK


[-i]
  • Isırmak
[mecaz]
  • İncitmek

KUTLAMAK


[-i]
  • Mutlu bir olaya sevinildiğini söz, yazı veya armağanla anlatmak, kutlulamak, tebrik etmek

KESATLIK


[isim]
  • Kesat olma durumu

KATILMAK


[-e] [nesnesiz]
  • Katma işi yapılmak

    Süte su katılmış.

[mecaz]
  • Hak vermek

    Bu çekilmenin bir yanıltmaca olabileceğini söyleyen komutanlarına katılmadı. - Nezihe Araz

[nesnesiz]
  • Aşırı derecede gülme, ağlama, gıdıklanma, korkma vb. tepkiler sırasında, solunum kaslarının kasılmasından dolayı soluk kesilmek

    Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katıla katıla ağlamak
  • katıla katıla gülmek


SAKULETA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Silindir biçiminde bir demirin içine çivi, cıvata vb. maddelerin doldurulması ile yapılan bir mermi türü

SAKATLIK


[isim]
  • Sakat olma durumu, malullük, maluliyet

    Sakatlığımı öne sürerek emekliye ayrılmamı isteyebilirim. - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]
  • Yanlış, kusur, hata

    Sakatlığın sebebini gayet iyi görmüştür. Bunun nasıl tamir edileceğini biliyor. - Reşat Nuri Güntekin


TIKLAMAK


[-i]
  • Bir yere hafifçe vurarak `tık` sesi çıkarmak

    Girmeden önce kapıyı tıkladı.

[-e]
  • Bilgisayarda, ağ sayfalarında bağlantılara ulaşmak amacıyla fare ile düğmeye veya bağlantı adresine dokunmak, kliklemek

TAKILMAK


[nesnesiz]
  • Takma işi yapılmak

    O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı. - Ayla Kutlu

[-e]
  • Bir yere iliştikten veya dokunduktan sonra oradan kurtulamamak

    Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı. - Osman Cemal Kaygılı

[-e]
  • Engelle karşılaşıp geçici olarak işlemez duruma gelmek

    İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu. - Haldun Taner

[-e]
  • Bir yerde bir süre kalmak, oyalanmak

    Yolda bir arkadaşına takıldı.

[-e] [mecaz]
  • Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak

    Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum. - Nezihe Meriç

[-e] [mecaz]
  • Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak

    İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır. - Haldun Taner

[-e] [argo]
  • Biriyle, bir toplulukla sık sık birlikte olmak, onlara katılmak
[-e] [argo]
  • Kahvehane, meyhane vb.ne sık sık gitmek, eğlenmek
[-e]
  • Birinin sürekli peşinden gitmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takılıp kalmak


AKITMALI


[sıfat]
  • Alnında akıtması olan (hayvan)

ISLATMAK


[-i]
  • Islak duruma getirmek
[argo]
  • Dayak atmak veya ağır hakarette bulunmak

    Müfettiş, gazete sahibini iyice ıslattıktan sonra bastonunu, şapkasını aldı, küfrederek kapıdan çıktı. - Reşat Nuri Güntekin

[argo]
  • Mutlu bir olayı yeme içme ile kutlamak

Birleşik Kelimeler: ahmakıslatan


KISALMAK


[nesnesiz]
  • Kısa duruma gelmek

KISALTMA


[isim]
  • Kısaltmak işi, taksir

KUTSAMAK


[-i]
  • Kutsallaştırmak

    Tesadüfen başlayan ömürleri tesadüfen sonlandırmamanın yegâne yolu olduğu için sizi değil intiharı kutsuyorum. - Elif Şafak


KATIMLIK


[sıfat]
  • Bir kezde katılacak miktarda olan

KASILMAK


[nesnesiz]
  • Kasma işi yapılmak
[tıp]
  • Kas, büzülüp toplanmak, büzüşmek, takallüs etmek
[mecaz]
  • Büyüklenmek, kurumlanmak, gururlanmak

    Ben Namık Kemal'im, koskoca vatan şairiyim, deyip de kasılmaz hiçbir zaman. - Necati Cumalı