MUHTELİF Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



MUHTELİF harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli MUHTELİF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FULE11, FİLM11, ELİF10, FLİT10, FİLE10, LİFT10, EHLİ8, EHİL8, HİLE8, TEHİ8, MUTİ6, MUİT6, ELİM5, İTME5, İLME5, LİME5, LUTİ5, ETİL4, ETLİ4, ELTİ4, ELİT4, LİET4


ETİL (Kelime Kökeni: Fransızca éthyle)


[isim] [kimya]
  • Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu

    Etil klorür.

Birleşik Kelimeler: etil alkol


ETLİ


[sıfat]
  • İçinde et bulunan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etliye sütlüye karışmamak

Birleşik Kelimeler: etli bitki, etli butlu, etli canlı, etli ekmek, etli meyve, etli pide


ELTİ


[isim]
  • Kadına göre kocasının erkek kardeşlerinin eşlerinden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar
  • elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz

Birleşik Kelimeler: eltieltiyeküstü


ELİT (Kelime Kökeni: Fransızca élite)


[sıfat]
  • Seçkin

LİET (Kelime Kökeni: Almanca Lied)


[isim] [müzik]
  • Şarkı

ELİM (Kelime Kökeni: Arapça elīm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Acıklı

    Geçirmiş olduğum elim sergüzeştin ve sefaletin nihayete ermiş olduğu bir gündü. - Yahya Kemal Beyatlı


İTME


[isim]
  • İtmek işi

    Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: öz itme


İLME


[isim]
  • İlmek işi

LİME (Kelime Kökeni: Farsça līme)


[isim] [eskimiş]
  • Parça

Birleşik Kelimeler: lime lime


LUTİ (Kelime Kökeni: Arapça lūṭī)


[isim] [kaba konuşmada]
  • Oğlancı

MUTİ (Kelime Kökeni: Arapça muṭīʿ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yumuşak başlı, itaat eden

    Genç Çerkez'in daima kendisine muti ve ikinci safta kalacağını ümit ederek dışarıdan gelin almamayı tercih etmişti. - Halide Edip Adıvar


MUİT (Kelime Kökeni: Arapça muʿīd)


[isim] [eskimiş]
  • Okullarda çocukları çalıştırmakla görevli kimse, öğretmen yardımcısı

EHLÎ (Kelime Kökeni: Arapça ehlī)


[sıfat]
  • Evcil

EHİL (Kelime Kökeni: Arapça ehl)


[isim]
  • Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap

    O, bu işin ehlidir.

[halk ağzında]
  • Karı kocadan her biri, eş

    Bu adam ehliyle iyi geçinmiyor.

[eskimiş]
  • Topluluk, cemaat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ehil olmak

Birleşik Kelimeler: ehlibeyit, ehlidil, ehlihibre, ehlikeyif, ehlikitap, ehlisalip, ehlisünnet, ehlivukuf, ehlizevk, ırz ehli, keyif ehli, kitap ehli, söz ehli, sünnet ehli, tevhit ehli, zevk ehli


HİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḥīle)


[isim]
  • Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hile hurda bilmemek
  • hile ile iş gören mihnet ile can verir
  • hilesi hurdası yok
  • hile yapmak

Birleşik Kelimeler: hileişeriye