MOZAİKÇİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MOZAİKÇİLİK harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli MOZAİKÇİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇİZİM12, MİZAÇ12, ÇİZİK11, ÇOMAK10, KOÇMA10, MİKOZ10, MOZAK10, OLMAZ10, AZOİK9, ÇOKAL9, ÇOLAK9, İLZAM9, KOLZA9, KOÇAK9, KOZAK9, LAKOZ9, ZALİM9, İÇLİK8, KİLİZ8, KOMİK7, KOKMA7, LOKMA7, OLMAK7, İMLİK6, İLMİK6, İKLİM6, İKMAL6, KOLİK6, KLİMA6, KİLİM6, KAMİL6, MALİK6, İKİLİ5, KİKLA5


İKİLİ


[sıfat]
  • İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

    İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı. - Elif Şafak

[isim] [müzik]
  • İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet
[isim]
  • İki kişiden oluşmuş topluluk
[isim]
  • İkili bahis

    İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikili oynamak

Birleşik Kelimeler: ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili


KİKLA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Lapinagillerden, güzel renkli, 50 santimetre uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)

İMLİK


[isim]
  • Kitap sayfaları arasına konulan ve okunan yeri belirlemekte kullanılan ince, uzun karton parçası

İLMİK


[isim]
  • İlmek (I)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilmik atmak


İKLİM (Kelime Kökeni: Arapça iḳlīm)


[isim] [coğrafya]
  • Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu, abuhava

    İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır. - Cemil Meriç

[eskimiş]
  • Ülke, diyar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: iklim bilimi, ekvatoral iklim, karasal iklim, tropikal iklim, Akdeniz iklimi, çöl iklimi, dağ iklimi, deniz iklimi, kara iklimi, kutup iklimi, muson iklimi, okyanus iklimi, step iklimi, tundra iklimi


İKMAL (Kelime Kökeni: Arapça ikmāl)


[isim]
  • Eksik bir şeyi tamamlama, daha iyi duruma getirme, bütünleme

    Kolordu ikmaliyle ilgili bir iş için görevli olarak gelmiş. - Attila İlhan

[askerlik]
  • Geri hizmet
[edebiyat]
  • Cümlenin, dizenin anlamını sonra gelen cümle veya dize ile tamamlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikmale bırakmak
  • ikmale kalmak
  • ikmal etmek

Birleşik Kelimeler: ikmal imtihanı


KOLİK (Kelime Kökeni: Fransızca colique)


[isim] [tıp]
  • Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda aralıklı duyulan güçlü sancı

KLİMA (Kelime Kökeni: Fransızca climat)


[isim]
  • Soğuk veya sıcak hava vererek kapalı bir yerin havasını değiştiren elektrikli araç, iklimleme cihazı

KİLİM (Kelime Kökeni: Farsça gilīm)


[isim]
  • Döşeme, divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, havsız, kalın, kıl veya yün dokuma

    Dikmen Yıldızı'nın gözleri yerdeki kırmızı sarı çubuklu kilime takıldı. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: kız kilimi, yol kilimi


KÂMİL (Kelime Kökeni: Arapça kāmil)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yetkin, erişkin, eksiksiz, ağırbaşlı, mükemmel, olgun

MALİK (Kelime Kökeni: Arapça mālik)


[isim]
  • Sahip, iye

    Yersiz yurtsuz bir aile görünce sekiz kat apartmanlara malik iratçıyı hatırlayınız. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • malik olmak


KOMİK (Kelime Kökeni: Fransızca comique)


[sıfat]
  • Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç

    Komik yapılı bir tiyatro mareşaline benziyor. - Aka Gündüz

[isim]
  • Güldürü oyuncusu

    Perde kapanınca komiğin başarısı uzun uzun alkışlandı. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komiğine gitmek
  • komik bulmak

Birleşik Kelimeler: operakomik, trajikomik


KOKMA


[isim]
  • Kokmak işi

    Yıkanmamayı ve böylece pis pis kokmayı bile göze alırlarmış. - Salâh Birsel


LOKMA (Kelime Kökeni: Arapça luḳme)


[isim]
  • Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum

    Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı. - Ömer Seyfettin

[teknik]
  • Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
[mecaz]
  • Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para

    Bu lokma sizin için çok büyüktür, boğazınızdan geçmez; yutamayacaksınız ve boğulacaksınız. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lokma (veya lokması) ağzında büyümek
  • lokma çiğnenmeden yutulmaz
  • lokma dökmek
  • lokma etmek
  • lokma karın doyurmaz, şefkat artırır
  • lokmasını dökmek
  • lokmasını saymak

Birleşik Kelimeler: lokma anahtar, lokma başlığı, lokma göz, lokma tatlısı, bir lokma, haram lokma, et lokması, kibar lokması, saray lokması


OLMAK


[nesnesiz]
  • Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak

    En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • Sarhoş olmak

    Sen adamakıllı olmuşsun.

[-e]
  • Uymak, tam gelmek

    Bu şapka başıma oluyor.

[-den]
  • Yitirmek, elinden kaçırmak

    Tembelliği yüzünden işinden oldu.

[-den]
  • Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak

    Köyden, kasabadan olmayan, düveni, dirgeni nasıl bilebilir?

[-e]
  • Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek

    Aman, ona bir şey olmasın! Kimseye bir şey olmadı.

[-e]
  • Yol açmak

    Bu davranışın ona çok zararı oldu.

[yardımcı fiil]
  • Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur

    Artık bize gelmez oldu. Bu işi yapmış olacak.

[yardımcı fiil]
  • Hastalığa yakalanmak, tutulmak

    Tifo olmak. Verem olmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... olsun ... olsun
  • ola ki
  • olan (veya olup) biten
  • olan oldu
  • oldu bilmek (veya saymak)
  • olduğu kadar
  • oldu olacak
  • oldu olacak, kırıldı nacak
  • oldu olanlar
  • olmayacak duaya âmin demek
  • olup olacağı
  • olur a!

Birleşik Kelimeler: oldubitti, oldum bittim, oldum olası, olur olmaz, üretici olmayan alan, olsa olsa