MİZANPAJSIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MİZANPAJSIZ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli MİZANPAJSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PASAJ19, MASAJ16, AJANS15, PİZZA15, SPAZM14, PISMA12, NASIP11, SIZMA11, SAPMA11, ANSIZ10, NİSAP10, NASİP10, NAZIM10, SAPAN10, ZIMNİ10, AZMAN9, AZAMİ9, MİZAN9, NİZAM9, NAMAZ9, SAZAN9, ZAMAN9, SINMA8, MANAS7, SINAİ7, SAMAN7, SANMA7, MANİA6


MÂNİA (Kelime Kökeni: Arapça māniʿa)


[isim]
  • Engel

    Üst üste yığılmış kum torbaları, düşmana karşı duvarlardan sonra ikinci bir mânia teşkil ediyor. - Hamdullah Suphi Tanrıöver


MANAS


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)

SINAİ (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿī)


[sıfat]
  • Sanayi ile ilgili, endüstriyel

SAMAN


[isim]
  • Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saman altından su yürütmek
  • saman gibi

Birleşik Kelimeler: saman alevi, saman kâğıdı, samankapan, saman nezlesi, saman rengi, saman sarısı, Samanuğrusu, Samanyolu


SANMA


[isim]
  • Sanmak işi, zannetme, zanneyleme

SINMA


[isim]
  • Sınmak işi

AZMAN


[sıfat]
  • Aşırı gelişmiş
[isim]
  • Kerestelik tomruk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... azmanı

Birleşik Kelimeler: azmankaya, istavrit azmanı


AZAMİ (Kelime Kökeni: Arapça aʿẓamī)


[sıfat]
  • En çok, en üst, en büyük, en yüksek (derece, nicelik), maksimum, maksimal

    Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum. - Yahya Kemal Beyatlı

[matematik]
  • Maksimum

MİZAN (Kelime Kökeni: Arapça mīzān)


[isim] [eskimiş]
  • Terazi
[matematik]
  • Sağlama
[ticaret]
  • Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti

NİZAM (Kelime Kökeni: Arapça niẓām)


[isim]
  • Düzen

    Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar. - Orhan Seyfi Orhon

Birleşik Kelimeler: nizamname, yanaşık nizam, kol nizamı


NAMAZ (Kelime Kökeni: Farsça namāz)


[isim] [din bilgisi]
  • İslam'ın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat

    Bu namaz, alelade bir ibadet değildi. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • namaz (veya namazını) kılmak
  • namaza durmak
  • namaza meyli (veya namazda gözü) olmayanın kulağı ezanda olmaz
  • namazı kılınmak

Birleşik Kelimeler: namaz bezi, namazbozan, namaz niyaz, namaz örtüsü, namaz vakti, nafile namaz, akşam namazı, bayram namazı, cenaze namazı, cuma namazı, ikindi namazı, kuşluk namazı, öğle namazı, sabah namazı, teravih namazı, vitir namazı, yatsı namazı


SAZAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sazangillerden, Avrupa, Asya ve Amerika'nın tatlı sularında yaşayan, sırt yüzgeci uzun, eti beğenilen kılçıklı bir balık (Cyprinus carpio)
[argo]
  • Kolay kandırılan, aldatılabilen kimse

Birleşik Kelimeler: aynalı sazan, pullu sazan, yeşilsazan


ZAMAN (Kelime Kökeni: Arapça zamān)


[isim]
  • Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit

    Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. - Ömer Seyfettin

[gök bilimi]
  • Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
[dil bilgisi]
  • Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı

    Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir.

[jeoloji]
  • Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zaman almak
  • zamana uymak
  • zaman bırakmak
  • zaman geçirmek
  • zamanı (veya zamanını) geçirmek
  • zamanı avlamak
  • zamanı dolmak
  • zamanı geçmek
  • zaman ile yarışmak
  • zaman kazanmak
  • zaman kollamak
  • zaman öldürmek
  • zaman tanımak
  • zaman vermek

Birleşik Kelimeler: zaman aşımı, zaman ayarlı, zaman belirteci, zaman bilimi, zaman birimi, zaman dizini, zaman eki, zaman tüneli, zaman zaman, zaman zarfı, açık zaman, ahir zaman, aman zaman, art zamanlı, birleşik zaman, bir zaman, dar zaman, eş zaman, eş zamanlı, geçmiş zaman, gelecek zaman, gelecek zaman kipi, geniş zaman, her zaman, İkinci Zaman, kimi zaman, müruruzaman, ölü zaman, yalın zaman, aynı zamanda, çift zamanı, hikâye birleşik zamanı, iftar zamanı, ikindi zamanı, rivayet birleşik zamanı, yıldız zamanı, vaktizamanında, bir zamanlar


ANSIZ


[sıfat] [halk ağzında]
  • Anlayışsız, akılsız
[zarf]
  • (a'nsız) Ansızın

NİSAP (Kelime Kökeni: Arapça niṣāb)


[isim]
  • Yeter sayı