MERDİVENSİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MERDİVENSİ harflerini içeren 5 harfli 65 kelime bulunuyor. 5 harfli MERDİVENSİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEVİM14, DEVRİ13, DEVRE13, DEVİR13, İVEDİ13, SEVME13, SEVİM13, VERDİ13, EVRİM12, EVSİN12, İSEVİ12, İVESİ12, SİVRİ12, SEVİR12, SEVER12, SERVİ12, VERME12, VERİM12, VEREM12, EVREN11, NEVİR11, DEMİR8, DEMİN8, DENİM8, DİRİM8, DİNME8, DESEN8, DERME8, DENME8, ERDEM8, İNDİS8, NEDİM8, SEDİR8, DİREN7, DERİN7, ESMER7, ERDEN7, ENDER7, İSMEN7, MESEN7, MERSİ7, MERES7, NESİM7, NEMSE7, RESMİ7, RESİM7, RENDE7, SİNME7, SERİM7, SEMER7, SEMEN7, SERME7, ESİRE6, ERMİN6, ERİME6, ENSER6, İRSEN6, İMREN6, NESİR6, RESEN6, SİREN6, SİNİR6, SEREN6, SENİR6, SERİN6


ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)


[isim] [eskimiş]
  • Dişi tutsak

ERMİN (Kelime Kökeni: Fransızca hermine)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kakım

ERİME


[isim]
  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi


İRSEN (Kelime Kökeni: Arapça irs̱en)


[zarf] [eskimiş]
  • Kalıtım yoluyla

İMREN


[isim]
  • Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta

NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)


[isim] [edebiyat]
  • Düzyazı

    Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı


RESEN (Kelime Kökeni: Arapça reʾsen)


[zarf] [eskimiş]
  • Kendi başına, kendiliğinden

SİREN (Kelime Kökeni: Fransızca sirène)


[isim]
  • İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet

    İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu. - Çetin Altan


SİNİR


[isim] [anatomi]
  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]
  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]
  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf


SEREN


[isim] [denizcilik]
  • Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder
[mimarlık]
  • Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça

Birleşik Kelimeler: yarım seren, yatay seren


SENİR


[isim] [halk ağzında]
  • İki dağ arasındaki sırt

SERİN


[sıfat]
  • Az soğuk, ılık ile soğuk arası

    Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serin gel!
  • serin tutmak

Birleşik Kelimeler: serinkanlı


DİREN


[isim]
  • Dirgen

DERİN


[sıfat]
  • Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan

    Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Ayrıntılı

    Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel

[mecaz]
  • İçten gelen

    Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu

[isim]
  • Dip

    Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derine inmek

Birleşik Kelimeler: derin derin, derin devlet, derin dondurucu, derin soğutma, derin soğutucu, derin uyku, uykusu derin


ESMER (Kelime Kökeni: Arapça esmer)


[isim]
  • Siyaha çalan buğday rengi
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt

[sıfat]
  • Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız

    Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmere al bağla, karşısına geç ağla

Birleşik Kelimeler: esmer amber, esmer buğday, esmer küf, esmer küfler, esmer su yosunları, esmer şeker, esmer un, barut esmeri