MASKARALAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



MASKARALAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 21 kelime bulunuyor. 8 harfli MASKARALAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SARMAŞMA14, KAMAŞMAK13, KASLAŞMA13, KARMAŞMA13, MAŞALAMA13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARLAMAK12, KARAASMA10, KAMALAMA10, KASALAMA10, MAKASKAR10, SAKLAMAK10, ARKALAMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, KARALAMA9, KAKALAMA9, KARLAMAK9


ARKALAMA


[isim]
  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALAMAK


[-i]
  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]
  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA


[isim]
  • Araklamak işi, çalma, aşırma

KARALAMA


[isim]
  • Karalamak işi
[mecaz]
  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri


KAKALAMA


[isim]
  • Kakalamak işi

KARLAMAK


[nesnesiz]
  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet


KARAASMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Lohusa otu

KAMALAMA


[isim]
  • Kamalamak işi

KASALAMA


[isim]
  • Kasalamak işi

MAKASKÂR (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ + Farsça -kār)


[isim] [eskimiş]
  • Kâğıt oymacılığı ile uğraşan kimse, oymacı

SAKLAMAK


[-i]
  • Elinde bulundurmak, tutmak

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[-i] [-de]
  • Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak

    Paralarını kasada saklıyor.

[-i] [-de]
  • Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek

    Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.

[-i] [-den]
  • Gizli tutmak, duyurmamak

    Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - Cemil Meriç

[-e] [-i]
  • Birine vermek için ayırmak

    Bu kitabı size sakladım.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Korumak, esirgemek

    Allah saklasın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakla samanı, gelir zamanı


AKLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAŞLAMAK


[-i]
  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak

ŞAKRAMAK


[nesnesiz]
  • Şakımak

ŞAKLAMAK


[nesnesiz]
  • `Şak` diye ses çıkarmak

    Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı - Faruk Nafiz Çamlıbel