MASALLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MASALLAŞTIRMAK harflerini içeren 5 harfli 152 kelime bulunuyor. 5 harfli MASALLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAMIŞ10, SARIŞ10, SATIŞ10, TAŞIM10, TAŞSI10, ARTIŞ9, AŞAMA9, AŞLIK9, AŞMAK9, ALKIŞ9, ALMAŞ9, AKŞAM9, KIŞLA9, KARIŞ9, KAŞLI9, KARŞI9, KALIŞ9, SALAŞ9, ŞIRAK9, ŞAMAR9, ŞARKI9, ŞATIR9, TIRAŞ9, TAŞLI9, TAŞIL9, TAŞMA9, ASTIM8, AKTAŞ8, KISMA8, KAŞAR8, KASIM8, MISRA8, MASTI8, SITMA8, SIRMA8, SIMAK8, SIKMA8, SARIM8, SATIM8, ŞALAK8, TAŞAK8, TASIM8, TARAŞ8, TALAŞ8, TAŞRA8, ARTIM7, ASMAK7, ASLIK7, ATMIK7, ASKLI7, ALKIM7, AKSAM7, ISTAR7, ISLAK7, ISKAT7, IRMAK7, IRAMA7, KATIM7, KASMA7, KASIR7, KASIT7, KASLI7, KALIM7, KIRMA7, KILMA7, MAMAK7, MARTI7, MAKAS7, MAKAM7, MASAT7, MASAL7, RAKIM7, RASIT7, SIRAT7, SALMA7, SALLI7, SALIK7, SARMA7, SARIK7, SALAM7, SAKLI7, SAKIT7, SATMA7, SATIR7, TIMAR7, TIKMA7, TAMAM7, TASMA7, TARIM7, TAKIM7, ARKIT6, ARTMA6, ARTIK6, ARAMA6, ASKAT6, ASTAR6, ATMAK6, ATLAS6, ATAMA6, ALMAK6, ALLIK6, ALTLI6, ALTIK6, ALARM6, ITLAK6, ILTAR6, KITAL6, KARLI6, KATLI6, KATMA6, KATIR6, KARST6, KARMA6, KALAS6, KALIT6, KALMA6, KIRAT6, LASTA6, MARKA6, MARAL6, MALAK6, MAKTA6, MAKAT6, MATLA6, RAMAK6, RAKAM6, RASAT6, SKALA6, SALTA6, SALAT6, SARAT6, SARAK6, SALAK6, SAKAT6, SAKAR6, SAKAL6, TIRAK6, TASAR6, TALAS6, TAKSA6, TAKMA6, TAKAS6, ARAKA5, AKALA5, ALAKA5, AKTAR5, KARAT5, KATAR5, TARAK5, TARLA5, TALAK5, TAKLA5


ARAKA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • İri taneli bezelye

AKALA


[isim]
  • Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk

ALAKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa)


[isim]
  • İlgi

    Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak)
  • alaka duymak
  • alakayı (veya alakasını) kesmek

Birleşik Kelimeler: kelalaka


AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)


[isim]
  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân

KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)


[isim]
  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı


TARAK


[isim]
  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

[anatomi]
  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
[hayvan bilimi]
  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
[hayvan bilimi]
  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı


TARLA


[isim]
  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası


TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase


TAKLA


[isim]
  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla


ARKIT


[isim] [halk ağzında]
  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTMA


[isim]
  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And


ARTIK


[sıfat]
  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan
[isim]
  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

[zarf]
  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim] [müzik]
  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı


ARAMA


[isim]
  • Aramak işi, taharri

    Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]
  • Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi


ASKAT


[isim] [matematik]
  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.


ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)


[isim]
  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı