MARKSÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MARKSÇI harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli MARKSÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Marksçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Marksçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SIÇMA11, ÇIKMA10, ÇAKIM10, KAMÇI10, SIRÇA10, SIKÇA10, SAÇIK10, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIR9, KIRAÇ9, KISMA8, KASIM8, MISRA8, SIRMA8, SIMAK8, SIKMA8, SARIM8, IRMAK7, KASIR7, KIRMA7, RAKIM7, SARIK7


IRMAK


[isim]
  • Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir

    Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırmağı geçerken at değiştirilmez
  • ırmak kenarına çeşme yapılmaz

Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak


KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)


[isim] [eskimiş]
  • Köşk

    Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit


KIRMA


[isim]
  • Kırmak işi
[sıfat]
  • Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)

    Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal

[sıfat] [biyoloji]
  • Melez

    Arap kırması bir at.

[sıfat] [mecaz]
  • Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması


RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)


[isim] [coğrafya]
  • Yükselti

SARIK


[isim]
  • Sarılarak meydana getirilen başlık

    O artık sarığı ile, cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi. - Tarık Buğra


KISMA


[isim]
  • Kısmak işi

Birleşik Kelimeler: kısma ad


KASIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāsim)


[isim]
  • Yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra ekme

Birleşik Kelimeler: kasımpatı


MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)


[isim] [edebiyat]
  • Dize

SIRMA


[isim]
  • Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel

    Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan

    Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: sırma saç


SIMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Kırmak, bozmak

SIKMA


[isim]
  • Sıkmak işi

    Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]
  • Sımsıkı bağlanmış

    Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı - Halk türküsü

[sıfat]
  • Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)
[halk ağzında]
  • Dar bir tür kadın yeleği

Birleşik Kelimeler: sıkma baş, sıkma köfte


SARIM


[isim]
  • Sarma işi
[fizik]
  • Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası

ÇIKAR


[isim]
  • Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıkar gözetmek
  • çıkarına bakmak
  • çıkarını tepmek

Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol


ÇIKRA


[isim] [halk ağzında]
  • Sık çalı

ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)


[isim]
  • Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
[eskimiş]
  • Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çırak almak
  • çırak çıkarmak
  • çırak vermek