MARJİNAL Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



MARJİNAL harflerini içeren 4 harfli 40 kelime bulunuyor. 4 harfli MARJİNAL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Marjinal ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Marjinal olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İMAJ14, MARJ14, AJAN13, JANR13, ARMA5, ANAM5, ANMA5, AMİR5, ALİM5, ALMA5, AMAL5, AMAN5, AMİL5, AMİN5, İNAM5, İMLA5, İMAR5, İMAN5, İMAL5, İLAM5, LİMA5, LAMA5, MİRA5, MARN5, MANİ5, MANA5, MALİ5, MALA5, MAİN5, MAİL5, RAMİ5, ANAL4, ALAN4, İNAL4, İLAN4, LİRA4, LAİN4, NAİL4, NARA4, RİNA4


ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)


[sıfat] [tıp]
  • Anüsle ilgili
[zarf]
  • Anüs yoluyla

ALAN


[isim]
  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
[mecaz]
  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]
  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema] [televizyon]
  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
[spor]
  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı


İNAL


[isim]
  • Kendisine inanılan kimse

İLAN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlān)


[isim]
  • Duyuru

    Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilan etmek
  • ilan vermek

Birleşik Kelimeler: ilanıaşk, ilan panosu, ilan tahtası, duvar ilanı, el ilanı


LİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lira)


[isim]
  • Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik

    Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı. - Refik Halit Karay

[eskimiş]
  • Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira

Birleşik Kelimeler: ata lira, sarı lira


LAİN (Kelime Kökeni: Arapça laʿīn)


[sıfat] [eskimiş]
  • Lanetlenmiş, melun

Birleşik Kelimeler: şeytanılain


NAİL (Kelime Kökeni: Arapça nāʾil)


[sıfat]
  • Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nail olmak


NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)


[isim]
  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)


RİNA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Tırpana

ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)


[isim]
  • Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
[denizcilik]
  • Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arma donatmak
  • arma soymak
  • arma uçurmak (veya budatmak)


ANAM!


[teklifsiz konuşmada]
  • kadın erkek, büyük küçük herkese karşı kullanılan bir seslenme sözü

    Dur, anam, saçını düzelteyim!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
  • ana bir, baba ayrı
  • anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
  • ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
  • ana ile kız, helva ile koz
  • ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
  • anam avradım olsun
  • anam babam
  • anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
  • anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
  • anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
  • ananın bahtı kızına
  • ananın bastığı yavru incinmez
  • anan yahşi, baban yahşi
  • anası ağlamak
  • anasına avradına sövmek
  • anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  • anasından doğduğuna bin pişman
  • anasından doğduğuna pişman etmek
  • anasından doğduğuna pişman olmak
  • anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
  • anasından emdiği sütü burnundan getirmek
  • anasını ağlatmak
  • anasını bellemek
  • anasını eşek kovalasın!
  • anasının gözü
  • anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
  • anasının kızı
  • anasının körpe kuzusu
  • anasının nikâhını istemek
  • anasının oğlu
  • anasını sat! (veya satayım!)
  • anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
  • anası yerinde


ANMA


[isim]
  • Anmak işi, yâd

Birleşik Kelimeler: anma gerilim, anma töreni


AMİR (Kelime Kökeni: Arapça āmir)


[isim]
  • Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir

    Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu. - Burhan Felek

[sıfat]
  • Buyuran, buyurucu
[ticaret]
  • Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse

Birleşik Kelimeler: amir hüküm, amiriita, emniyet amiri, idare amiri, ita amiri, kabin amiri, mülki idare amiri, saha amiri


ÂLİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿālim)


[isim]
  • Bilgin

    Hiçbir şeye inanmayan, ne inkılapçı ne muhafazakâr ne âlim ne şair olabilir. - Orhan Seyfi Orhon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âlim unutmuş, kalem unutmamış

[sıfat] [eskimiş]
  • Bilen

ALMA


[isim]
  • Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız

Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı