MANKURTLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



MANKURTLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 50 kelime bulunuyor. 8 harfli MANKURTLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

RUMLAŞMA14, KUŞANMAK13, KUŞATMAK13, KAMAŞMAK13, KARMAŞMA13, MATLAŞMA13, MATRUŞKA13, ŞUTLAMAK13, TUŞLAMAK13, URLAŞMAK13, ANLAŞMAK12, ANTLAŞMA12, AKLAŞMAK12, KAŞANMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TAŞLAMAK12, TAŞLANMA12, KUMLAMAK11, MUTLANMA11, ŞARLATAN11, KUTLAMAK10, KUTLANMA10, MARNLAMA10, TURLAMAK10, TURALAMA10, TAMLAMAK10, ARLANMAK9, ANLATMAK9, ATLANMAK9, AKTARMAK9, AKMANTAR9, AKLANMAK9, ALATURKA9, KURTALAN9, KULAKTAN9, KANTARMA9, KANATMAK9, KANLAMAK9, KARLAMAK9, KARLANMA9, KARTALMA9, KATLAMAK9, KATLANMA9, TANLAMAK9, TARANMAK9


ARLANMAK


[nesnesiz]
  • Utanmak

    Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun? - Haldun Taner


ANLATMAK


[-e] [-i]
  • Bilgi vermek, izah etmek

    Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. - Peyami Safa

[nesnesiz]
  • Nakletmek

    Sonra bir hikâye anlattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlata anlata bitirememek


ATLANMAK


[nesnesiz]
  • Ata binmek

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

[nesnesiz]
  • Atlama işi yapılmak

    Burası atlanacak yer değil! Bu yazıda birkaç satır atlanmış.


AKTARMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
[-i]
  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
[-i]
  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
[-i] [edebiyat]
  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]
  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak
[edebiyat]
  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]
  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
[teknik]
  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

AKMANTAR


[isim] [bitki bilimi]
  • Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)

AKLANMAK


[nesnesiz]
  • Ak olmak, temizlenmek

    Bu çamaşır ne aklanır ne paklanır.

[hukuk]
  • Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek

    Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı. - Haldun Taner

[hukuk]
  • Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak

ALATURKA (Kelime Kökeni: İtalyanca alla turca)


[sıfat]
  • Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı

    Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var. - Ayla Kutlu

[isim]
  • Alaturka saat

    Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Düzensiz, yöntemsiz

    Alaturka çalışma.

Birleşik Kelimeler: alaturka müzik, alaturka saat, alaturka tuvalet


KURTALAN


[isim]
  • Siirt iline bağlı ilçelerden biri

KULAKTAN


[zarf]
  • Yalnızca duyarak, dinleyerek

    Fırat Sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: kulaktan dolma, kulaktan kulağa


KANTARMA


[isim]
  • Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç

    Gururu okşanılan bir erkek ise ağzına kantarma geçirilmiş bir küheylan kadar âcizdir, elinizde esirdir. - Hüseyin Cahit Yalçın


KANATMAK


[-i]
  • Kanamasına yol açmak veya kanamasını sağlamak

    Kendilerine acındırmak için yalandan kavgaya tutuşup birbirlerinin saçlarını başlarını yoldular. Yüzlerini kanattılar. - Lâtife Tekin


KANLAMAK


[-i]
  • Kana bulamak

KARLAMAK


[nesnesiz]
  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet


KARLANMA


[isim]
  • Karlanmak işi

KARTALMA


[isim]
  • Kartalmak işi