MAKYAVELİST Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



MAKYAVELİST harflerini içeren 5 harfli 197 kelime bulunuyor. 5 harfli MAKYAVELİST kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MİYAV14, YEVMİ14, AYEVİ13, SİMAV13, SEVİM13, SAVMA13, VİYAK13, AKVAM12, EMVAL12, İSLAV12, İVMEK12, KİSVE12, KAVAS12, KAVİM12, KAVİS12, KAVMİ12, MEVTA12, MEVLA12, MEVKİ12, MAVAL12, SELVİ12, SELVA12, SAVLA12, SAVAT12, SAVAK12, TEVSİ12, TAVAS12, VİSAL12, VİTES12, VASAT12, AVLAK11, ALEVİ11, EVLİK11, EVLAT11, İLAVE11, KAVAL11, KAVAT11, KAVİL11, LAVTA11, TEVKİ11, TEVİL11, TAKVA11, TAVLA11, TAVİK11, VAKİT11, VEKİL11, VATKA11, SİYME9, SİMYA9, SAYMA9, YASMA9, AYMAK8, EYTAM8, KİMYA8, KAYMA8, KAYME8, MEYİL8, MALYA8, SLAYT8, SİYEK8, SİYAK8, SALYA8, SEYİT8, YİTME8, YETİM8, YAMAK8, YAKMA8, YASAK8, YASAL8, YATMA8, AYLAK7, ASMAK7, AKSAM7, ELMAS7, EMSAL7, İSLAM7, İMSAK7, İSMET7, İSTEM7, KİMSE7, KASMA7, KASEM7, KALYA7, KALAY7, KESİM7, LEMİS7, MİLAS7, MİSEL7, MİSAL7, MİSAK7, MESAİ7, METİS7, MAKSİ7, MAKAS7, MELAS7, MASKE7, MASAT7, MASAL7, SİTEM7, SİLME7, SALMA7, SALİM7, SALAM7, SAKİM7, SEMAİ7, SELİM7, SELAM7, SATMA7, TASMA7, TEMAS7, YETKİ7, YETİK7, YEKTA7, YALAK7, YATAK7, ASKAT6, ASTİK6, ATMAK6, ATLAS6, ALMAK6, ALTES6, AMELİ6, AKEMİ6, ESKİL6, EMLAK6, EMLİK6, EMTİA6, İSALE6, İTMEK6, İSTEK6, İMALE6, İLMEK6, İMLEK6, İKAME6, İKMAL6, KLİMA6, KAMET6, KAMİL6, KATMA6, KASTİ6, KASET6, KALEM6, KALAS6, KALMA6, KAİME6, KESİT6, KESAT6, KEMAL6, KELAM6, LİSTE6, LASTA6, LASKİ6, MİLAT6, METİL6, METAL6, MALİK6, MALAK6, MAKTA6, MAKET6, MAKAT6, MAİLE6, MELİK6, MATLA6, SKALA6, SALTA6, SALİK6, SALAT6, SALAK6, SAKİT6, SAKİL6, SAKAT6, SAKAL6, SAİKA6, SETİK6, SEKİL6, TAMİK6, TALİM6, TALAS6, TAKSİ6, TAKSA6, TAKMA6, TAKİM6, TAKAS6, TELSİ6, TELİS6, AKAİT5, ETLİK5, KİTLE5, KATİL5, KETAL5, TİKEL5, TALİK5, TALAK5, TAKLA5, TEALİ5, TEKLİ5, TEKİL5


AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)


[isim] [din bilgisi]
  • Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü

ETLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan

KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)


[isim]
  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

[tıp]
  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle


KATİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳātil)


[isim]
  • İnsan öldüren kimse, cani

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]
  • Öldürücü, ölüme neden olan

    Katil kurşun.

Birleşik Kelimeler: kanlı katil, kiralık katil

[isim]
  • Öldürme

Birleşik Kelimeler: katletmek, katliam


KETAL


[isim]
  • Çirişli bir tür parlak bez

TİKEL


[sıfat]
  • Kısmi
[felsefe]
  • Bir türün bütün bireylerine değil de bir veya birkaç bireyine ilişkin olan, cüzi, tümel karşıtı

Birleşik Kelimeler: tikel önerme


TALİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿlīḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Asma, yukarı kaldırma
[sıfat]
  • Bu tür yazı ile yazılmış

    ... sonra üç de eski talik levha. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talik etmek


TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase


TAKLA


[isim]
  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla


TEALİ (Kelime Kökeni: Arapça teʿālī)


[isim] [eskimiş]
  • Yükselme, yücelme

TEKLİ


[isim]
  • Tek yataklı otel odası
[müzik]
  • Bir sanatçının tek eserinin veya o eserin değişik yorumlarının kaydedildiği kaset, plak vb

TEKİL


[isim] [dil bilgisi]
  • Teklik

ASKAT


[isim] [matematik]
  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.


ASTİK (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [argo]
  • Pezevenk

ATMAK


[-e] [-i]
  • Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak

    Taşı suya atmak.

[-e] [nesnesiz]
  • Koymak

    Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. - Burhan Felek

[nesnesiz] [-den]
  • Uzatmak

    Vapurdan iskeleye attılar.

[nesnesiz]
  • Sille, tokat vurmak
[nesnesiz]
  • Top, tüfek vb. silahları patlatmak
[nesnesiz]
  • Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak

    Ona üç kurşun attı, vuramadı.

[-e] [nesnesiz]
  • Geri bırakmak, ertelemek

    Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.

[-i] [-den]
  • Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak
[-i]
  • İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak

    Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.

[-i]
  • Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek

    Şapka inkılabıyla fesi attık.

[-i]
  • Çıkarmak, dışarıya vermek

    Yabancı cisimleri vücut atar.

[-i]
  • Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak

    Köprüyü dinamitle attılar.

[-i]
  • Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak

    Pamuğu atmak.

[nesnesiz]
  • Çatlamak
[nesnesiz]
  • Yırtılmak
[-den]
  • Yapışık olduğu yerden ayrılmak
[nesnesiz]
  • Kalp, nabız vurmak, çarpmak

    Kalbi hızlı hızlı atıyor.

[-i]
  • Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak

    Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.

[-i] [-den]
  • Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak
[-i]
  • Değerini eksiltmek
[nesnesiz]
  • Göndermek, yollamak

    Mektup atmak.

[-den]
  • Terk etmek
[argo]
  • Götürmek

    Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış. - Attila İlhan

[nesnesiz] [argo]
  • Söylemek

    Gazel attı.

[nesnesiz] [argo]
  • Yalan veya abartmalı söz söylemek

    Gene atmaya başladı.

[nesnesiz] [argo]
  • Bilmeden, kestirerek söylemek

    Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • İçki içmek

    Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atıp (veya atmak) tutmak
  • atıyorum
  • atma Recep, din kardeşiyiz
  • atsan atılmaz, satsan satılmaz
  • attığı tırnağa değmemek
  • attığı tırnak kadar olamamak

Birleşik Kelimeler: füzeatar, kazaratar, kükürtatar, roketatar, atardamar