MAKROSEFAL Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



MAKROSEFAL harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli MAKROSEFAL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AMFORA14, FORMEL14, MAFSAL14, MASRAF14, OFLAMA14, SORMAK9, SOLMAK9, SARKOM9, EROSAL8, KALOMA8, MASLAK8, OKRAMA8, OKLAMA8, SARKMA8, SARMAL8, SARMAK8, SALMAK8, KOLERA7, KAMERA7, MALKAR7, MAKALE7, REKLAM7


KOLERA (Kelime Kökeni: Fransızca choléra)


[isim] [tıp]
  • Şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı, salgın ve öldürücü bir hastalık

    O sene Hicaz'da şiddetli bir kolera vardı. - Ömer Seyfettin


KAMERA (Kelime Kökeni: Fransızca caméra)


[isim] [sinema] [televizyon]
  • Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı
[ünlem]
  • Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk

Birleşik Kelimeler: kamera şakası, termal kamera


MALKAR


[isim]
  • Kuzey Kafkasya'da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Balkar

MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)


[isim]
  • Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı

Birleşik Kelimeler: başmakale


REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)


[isim]
  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam


EROSAL


[sıfat]
  • Erotik

KALOMA (Kelime Kökeni: İtalyanca caloma)


[isim] [denizcilik]
  • Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaloma etmek (veya vermek)


MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı


OKRAMA


[isim]
  • Okramak işi

OKLAMA


[isim]
  • Oklamak işi

SARKMA


[isim]
  • Sarkmak işi

SARMAL


[sıfat] [fizik]
  • Dolana dolana oluşmuş, birbirini izleyen, helisel, helezonlu, helezoni
[mecaz]
  • İçinden çıkılmaz (durum)

Birleşik Kelimeler: sarmal metot, sarmal yöntem


SARMAK


[-i]
  • Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
[-e]
  • Sarılıp tırmanmak

    Asma çardağı sardı.

[-e] [-i]
  • Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak

    Kitabı kâğıda sarmak.

[mecaz]
  • Sözle saldırmak, tedirgin etmek

    Evdekilerin hepsi bana sarıyor.

[mecaz]
  • Hoşuna gitmek, zevkini okşamak

    Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarıp sarmalamak


SALMAK


[-e] [-i]
  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

[-e]
  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

[denizcilik]
  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek
[-i] [mecaz]
  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek


SORMAK


[-e] [-i] [-den]
  • Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek

    Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sora sora Bağdat (veya Kâbe) bulunur
  • sorma! (veya sormayın! veya sorma gitsin!)
  • sormak ayıp olmasın
  • sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir

[-i] [halk ağzında]
  • Dudakları uzatıp soluğu kuvvetle çekerek emmek